"خطفي" - Translation from Arabic to Turkish

• kaçırmaya
• kaçırıldım
• kaçırma
• kaçırmak

O arabamdaydı beni kaçırmaya çalıştı.
بلى ، كان في سيارتي منذ برهة قصيرة وحاول خطفي

Beni kaçırmaya çalıştığınızın farkındayım ama aforoz edildim ben.
أدري أنّك تهدّدني محاولًا خطفي لكن دخول الكنيسة محرّم بالنسبة لي

Çek şunu suratımdan. Ben uzaylılar tarafından kaçırıldım.
أبعد هذا الشيئ من وجهي لقد تم خطفي من قبل الفضائيين

Sürpriz bekârlığa veda partisi için kaçırıldım ve orada olamayacağım!
لقد تم خطفي من أجل حفلة وداع عزوبية مُفاجئة لذا لن آتي الليلة مُطلقاً

Bu iş yani. Beni kaçırma olayı. İşin açıkçası, pederle biraz çıkmaza girdik son zamanlarda.
ذاك الشيء خطفي ...في الحقيقة أنا وأبي

özellikle beni kaçırma teşebbüsünden sonra
خصوصا بعد أن حاولت خطفي

Biliyorsun, beni kaçırmak yerine benden yardımımı isteyebilirdin.
كان يمكنك أن تطلب مساعدتي بدلاً من خطفي

Bir keresinde beni kaçırmaya bile kalkmışlardı.
حتى أنهم حاولوا خطفي ذات مرة.

Biri beni hava alanında kaçırmaya çalıştı.
أحدهم حاول خطفي من المطـار

Giselle beni kaçırmaya çalışıyor!
جيزيل تحاول خطفي

kaçırmaya ya da öldürmeye çalışıyorlar.
-قتلي أم خطفي ما الفرق ؟

kaçırmaya ya da öldürmeye çalışıyorlar. Ne farkı var ki?
-قتلي أم خطفي ما الفرق ؟

Bay Burns, benim Homer Simpson. kaçırıldım ve 50 bin dolara ihtiyacım var.
سيد (بيرنز) ، أنا (هومر سمبسون)، تم خطفي وأحتاج لـ50 ألف دولار

Kal,takip edildim, vuruldum, kaçırıldım ... hırpalandım, zihnim kontrol edildi tırnağım bile kırıldı.
(كال ), لقد تم مطاردتي وضربي, خطفي... وهزيمتي, والتحكم بعقلي وقمت بكسر ظفر.

Gezgin tarafından kaçırıldım.
تم خطفي من طرف المتجول

Bu tehditleri hissettikten kısa süre sonra bilinmeyen saldırganlar tarafından evimden kaçırıldım ve sebebini tam anlayamadan geri döndüm.
وفترة قصيرة بعد إدراك هذه التهديدات، تم خطفي من منزلي بواسطة مجهولين وعدّت بدون أي فهم واضح لما حدث ... .

İki kızla birlikte kaçırıldım!
وتم خطفي مع فتاتين آخرتين!

Otomobil kazası planlamak, başkentte bıçaklama, New York'da silahlı adam kaçırma.
تنظيم حوادث سيّارات، طعن في العاصمة، خطفي تحت تهديد السلاح هُنا في (نيويورك).

Beni kaçırmak zorunda değildin.
أنت واضح. ليس عليكِ خطفي.