Hayatım boyunca başkalarının izinden gittim. | Open Subtitles | فى الغالب هو أقرب إلى القلعة لقد كنت أتبع خطى مرسومة طوال حياتى أنقذينى .. |
Tabii, babanın izinden gitmediğin takdirde. | Open Subtitles | مالم، بالطبع، أنت تَسِيرُ على خطى أبوكَ. |
Yani düşünün ki, gece evinize doğru yürüyorsunuz ve arkanızda ayak sesleri duyuyorsunuz. | TED | أعني تخيلوا هذا: السير إلى المنزل في وقت متأخر من الليل، وسماع وقع خطى خلفك. |
Dünyaya gelmemin bile öncesinden bu yana annemin ayak izlerini takip ediyorum ve nasıl duracağımı hâlen bilmiyorum. | TED | كنت أتبع خطى أمي من قبل أن أولد ولم أعرف كيف أتوقف. |
Bu sizin ve benim uzun yıllardır sürdürmekte olduğumuz bir yolculuk. Bu yolculuk 50 yıl önce, insanlar gezegenimizin dışına ilk adım attıklarında başladı. | TED | وهي رحلة مضينا فيها أنا و انتم لسنوات عديدة وقد بدأت منذ مايقرب من 50 عاما عندما خطى الإنسان لأول مرة خارج كوكبنا. |
Sizin desteğinizle, atalarımızın izinde, yeni eğitilmiş bu 10.000 eylemci bu ülkenin görüp görebileceği en büyük sağlık devrimini yapacak. | TED | وبدعمكم وعلى خطى أسلافنا، ستطلق العشرة آلاف ناشطة والمدرَبات حديثًا أكبر ثورة صحية شهدتها البلاد. |
Kirk, Crunch ve Kanguru'nun adımlarını izliyorum. | Open Subtitles | أسير على خطى كيرك ، كرانش، و كنجارو |
Ben size tüm bunları ciddiye alan bir kadın olduğunu bildirmekten çok mutluyum ve o bu sorunu ortaya çıkarmak için çok ciddi adımlar atıyor. | Open Subtitles | إنني سعيد لإخباركم أن هناك إمرأة تأخذ كل هذا على محمل الجد وتحصل على خطى درامية |
Michael Corleone'nin emri üzerine adam öldürdüğünüzü söylediğiniz beyanname. | Open Subtitles | اعتراف خطى منك أنك ارتكبت جرائم قتل بأوامر من مايكل كورليونى هل تنكر اعترافك هذا ؟ |
Ben sadece onun gerçek babasının izinden gitmesini istiyıorum | Open Subtitles | أريد الحرص على أنه يسير على خطى والده الصحيح |
Sanırım babanın izinden gitmene şaşırmamam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن لا أتفاجأ باختيارك للسّير على خطى والدك. |
Babamın izinden gitmek istiyorum ama hasta kabul etmeye başlayamazsam Harley'in 45 senedir sahip olduğu kliniği kaybedeceğim. | Open Subtitles | لقد اردت ان اتبع خطى والدي لكن ان لم ابدأ بجلب المرضى فسأخسر مزاولة العمل التي كان لدى هارلي لمدة 45 سنة |
Herkes tarafsız Succubus'un izinden gitmek istiyor. | Open Subtitles | الجميع يرغب بالسير على خطى الشيطانة المحايدة |
Ağabeyinin izinden mi yoksa benim ölü kızımın izinden mi gidiyorsun anlayamadım. | Open Subtitles | ما إن كنت تتبعين خطى أخيك أم ابنتي الميّتة. |
Onu bulamıyordum, ve sonra merdivende ayak sesleri duydum. | Open Subtitles | لم أستطيع إيجادها ثم سمعت خطى على السلالم |
Jordan Washington, koridorda ayak sesleri duyduğunda ne olup bittiğini anladı. | Open Subtitles | جوردن واشنطن علم ما الذي سيحصل في اللحظة التي سمع فيها خطى الأقدام في القاعة. |
Hatılayacağımız şeyler, çocuğumuzun attığı ilk adım, bir futbol takımına seçilmemiz veya aşık olduğumuz zamanlar olacak. | TED | سنتذكر تلك اللحظات حين خطى طفلنا أول خطواته، أو عندما تم اختيارنا لفريق كرة القدم، أو عندما وقعنا في الحب. |
Tam üstüne bastın. Atalarımın hiçbirisi bu bölgeye adım atmamış. | Open Subtitles | مغزى جيد, و لا اى احد من اسلافى خطى فى هذه البلد, انتَ مُحِق |
Ya da kutup ayısının izinde Kuzey Kutbu. | Open Subtitles | أو القطب الشمالي على خطى الدب القطبي |
Baban, Sör Roland'ın adımlarını izlemek dışında bir karar verdi. | Open Subtitles | و للكثير من المشاكل كي تسيرها قرر أبوك بدلا من اتباع خطى الفارس "رولاند" |
Kızgın adımlar geliyor. | Open Subtitles | اوه , خطى غاضبة |
Michael Corleone'nin emri üzerine adam öldürdüğünüzü söylediğiniz beyanname. | Open Subtitles | اعتراف خطى منك أنك ارتكبت جرائم قتل بأوامر من مايكل كورليونى |
olmadığının ispatı olarak duruyorum. Oğul babasının yolundan gitmek zorunda değil. Ben babam değilim. | TED | وببساطة، أقف هنا كدليل أن العنف ليس متأصلا في دين أو عرق المرء، وأنه ليس على الابن أن يتبع خطى والده. |