Köpek balıkları aslında çok tehlikeli hayvanlar değildir; bundan dolayı çok endişelenmemiştik ve aşağıda şakalar yapıp duruyorduk. | TED | أسماك القرش هي في الواقع حيوانات ليست خطيرة للغاية ولهذا السبب لم نشعر بالقلق كثيراً ، لماذا كنا نمزح حول هناك. |
Çocuğunuz üzerinde böyle bir deneme yapmak çok tehlikeli souçlar doğurabilir | TED | فقد تتسبب في عواقب خطيرة للغاية على صحة أطفالك بإتباعك تلك الطريقة. |
Şirketin kolye üreteceğini hiç sanmam. çok tehlikeli çünkü. | Open Subtitles | . لا أعتقد أن الشركة ستنتج القلائد . ستكون خطيرة للغاية |
Bu ülkede çok ciddi bir mesele giderek kontrolden çıkıyor. | Open Subtitles | يوجد قضية خطيرة للغاية تخرج عن نطاق السيطرة في هذه البلاد |
Söylediklerinin çok ciddi iddialar olduğunun farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أن هذه مزاعمُ خطيرة للغاية التى تقولينها |
Bu Oldukça tehlikeli bir şeydi. Arterlerdeki akyuvarların saldırısına uğrayabilirdiniz. | TED | كانت خطيرة للغاية قد يتم مهاجمتك من قبل خلايا الدم البيضاء في الشرايين |
Kafasının arkasındaki kurşunuysa, ...çıkarmamaya karar verdik çünkü bunun, şuan çok tehlikeli olabileceğine inanıyoruz, ...omuriliğine çok yakın olduğundan, ...onu çıkarmaya çalışmak çok tehlikeli olurdu, biz de kurşunu almadık. | Open Subtitles | الرصاصة في مؤخرة رأسه قررنا ألا نقوم بالجراحة لنزيلها لأننا نعتقد أنها ستكون خطيرة للغاية في هذا الوقت، إتفقنا؟ |
Dedektifliği bırakman lazım. çok tehlikeli. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تترك مهمة المحقق إنها خطيرة للغاية |
Evet, yanlış ellerde çok tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | نعم ، يمكن أن تكون خطيرة للغاية في الأيدي الخطأ |
Eminim pek çok insanın başına geliyordur. Hem de sürekli. O ultraviyole lambaları çok tehlikeli. | Open Subtitles | واثقة للغاية العديد من الأناس يتعرضون لهذا طوال الوقت، لأن تلك المصابيح خطيرة للغاية. |
Bu çok tehlikeli bir durum, yasadışı olmasından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | وهي حالة خطيرة للغاية دون ذكر انها غير نظامية |
Bak arkadaş, bu adamların sattığı silahlar çok tehlikeli. | Open Subtitles | أنظر يا رجل، هؤلاء الأشخاص يبيعون أسلحة خطيرة للغاية. |
Çatal bıçak? Hayır, çok tehlikeli. | TED | سكاكين وشوك؟ لا، إنها خطيرة للغاية. |
Giremeyiz. Yollar çok tehlikeli. | Open Subtitles | لا يمكننا ذلك الطرق خطيرة للغاية |
Ve çok tehlikeli bir silahın parçalarından biri ondaydı. | Open Subtitles | وكان لديه قطعة سلاح خطيرة للغاية |
Amatör biri bu işe karışsaydı çok tehlikeli sonuçlar doğurabilirdi. | Open Subtitles | اذا ارتبطتا أصبحتا وسيلة خطيرة للغاية |
Evet, hepimiz burada çok ciddi bir suçlama olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا,كما نعلم جميعا, هذه تهمة خطيرة للغاية |
O adam, çok ciddi bir... Orospu için çalışıyor. | Open Subtitles | ذلك الرجل، يعمل تحت إمرة ساقطة خطيرة للغاية |
Ekibimim mesajlardaki çok ciddi şeyleri çözümlüyor. | Open Subtitles | فريقي قام بربط لغة الحديث في الموضوع مع أشياء خطيرة للغاية |
Eğer şu yumurta hakikaten kubbenin jeneratörüyse ki öyle duydum onu saklamanız çok ciddi bir suçtur kanuni soruşturma gerektirir. | Open Subtitles | ...إن كانت تلك البيضة هي مصدر توليد تلك القبّة فعلًا ...كما سمعت فإخفائكَ إياها تُعد جريمة خطيرة للغاية |
- çok ciddi bir oyun oynuyorlar. | Open Subtitles | .وهما تلعبان لعبة خطيرة للغاية |
Oldukça tehlikeli biriyim. | Open Subtitles | فأنا شخصية خطيرة للغاية |