"خطير و" - Translation from Arabic to Turkish

• tehlikeli ve
• ve tehlikeli
• tehlikelidir ve

tehlikeli ve salakçaydı, ...ve şimdi hepimiz bunun çilesini çekiyoruz.
إنه أمر خطير و متهور و الآن كلنا ندفع الثمن

Ayrıca tehlikeli ve etik dışı olduğu içinde yapamazsın.
لا يمكن أيضاً لأنه أمر خطير و غير أخلاقي

Kamuoyu sana bunun tehlikeli ve aptalca olduğunu söyler.
الإحساس الفطري يخبرك أنه خطير و من الغباء القيام به

Silahlı ve tehlikeli. Dağlara doğru ilerliyor.
إنه مسلّح و خطير , و يتوجه نحو المناطق الجبلية

Hazır dikkatiniz bendeyken, tüm bayanları uyarmak istiyorum şeytani ve tehlikeli evli bir adamla ilgili alt katta yaşıyor.
و الآن أرجو الإنتباه أريد أن أحذر كل فتيات و سيدات نيويورك من رجل شرير خطير و متزوج مرعب و يسكن في الطابق السفلي من مسكني

Ciğerlerin etrafında sıvı toplanması demektir ve oldukça tehlikelidir ve sırtına iğneyi batırıp sıvıyı çekmekten başka seçeneğim yok.
إنه تراكم السوائل حول الرئة، و هذا خطير و ليس لدي أي خيار إلا أن أطعنك في ظهرك بهذا المحقن و سحب كل السائل منك

Steroid gibi performans arttırıcı ilaçların kullanımı tehlikeli ve başarıya giden kestirmeyollarkonusunda ve performansın karakterden daha önemli olduğu konusunda yanlış mesaj veriyor.
استخدام العقاقير المنشطة مثل السترويد خطير و يرسل رسالة خاطئة أن هنالك سبل مختصرة للنجاح

Fakat ayrıca tehlikeli ve yasadışıdır, yani sana bir taksi çağıracağım.
لكنه خطير و غير قانوني، لذلك سأطلب لك سيارة تاكسي

Fakat öldürmezler, çünkü tehlikeli ve alametimin olduğunu bilirler, ki buna saygı duyarlar.
، لكنهم لا يقومون بذلك لأنهم يعلمون أنني خطير و لدي شارة ، و التي يحترمونها

Mars'a gönderilen robotlar göz alıcı derecede güzel fakat yine de tehlikeli ve tenha yerleri ortaya çıkardı.
رحلات الروبوت إلى المريخ كشفت عن جمال مذهل لكنه خطير و منعزل

İlham verici, tehlikeli ve kesinlikle seksiydi.
كلّا, لقد كان جنون و خطير و قد كان مثير نوعاً ما

tehlikeli ve kuvvetle muhtemel silahlı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
لا ننسى آنه مجرم خطير و احتمال آن يكون مسلحا

Pejmürde ve tanınmayan bir gençti yakışıklı, tehlikeli ve fena bakışlıydı.
قابلت شخصٌ آخر. كان أحد الشباب الفقيرين جميل و خطير و ذو إبتسامة شريرة.

Bu çok tehlikeli ve karmaşık bir işlem.
هذا الامر مختلف و خطير, و هذه عمليه معقده,

Biliyorum tehlikeli ve belki de işe yaramayabilir.
أعرف أنه أمر خطير و قد لا ينجح

Sen de dahil olmak üzere, bu odadaki herkes silahlı ve tehlikeli.
, كل من في هذه الغرفة خطير و كذلك أنت

Bildiklerimi anneme anlatmakta elbette gecikmedim ve birden kendimizi içinden çıkılması zor ve tehlikeli bir durumda bulduk.
"لم أضع وقتاً بالتأكيد في إخبار أمي بكل ما أعرف... و وجدنا أنفسنا فجأة في وضع خطير و صعب

Kimsenin bilmediği şok edici ve tehlikeli bir şey
شئ خطير و مفاجئ لا يعرفه أحد

"Deniz tehlikelidir ve fırtınaları korkunçtur.
إن البحر خطير و عواصفه شنيعة