"خلاص" - Translation from Arabic to Turkish

    • kurtuluş
        
    • kurtuluşu
        
    • kefaret
        
    • kurtuluşunun
        
    • kefareti
        
    • selameti
        
    • Bitti
        
    • Redemption
        
    Eğlenmek, şifa bulmak, kucaklanmak mı? Hızla, acısız bir kurtuluş mu? Open Subtitles من أجل التسلية، علاج، عناق سريع، خلاص غير مؤلم؟
    Ebediyen yaşamaya mahkumuz kurtuluş yok, ölüm yok. Open Subtitles نحن مَلْعُونون لكي نعيش إلى الأبد بدون خلاص و لا نهايةَ.
    Fakat karın altındaki sönük bir ses tilkinin kurtuluşu olabilir. Open Subtitles لكن صوتٌ ضعيف تحت الجليد قد يكون خلاص هذا الثعلب
    Buna rağmen, Prens bir krallığın kurtuluşu için biz askerlerin hürmet ettiği bir hanımefendinin elini öptüm. Open Subtitles ولكني بعد ذلك قبلت يد سبب خلاص المملكة والتي هي بالمناسبة امرأة كنا قد بايعناها .. كرجال في الجيش
    Sanırım kendimi yeniden iyileştirip bir çeşit kefaret bulup bulamayacağımı görmek istedim. Open Subtitles أعتقد أنّي أردت رؤية إذا أمكنني جمع نفسي مُجددًا أو إيجاد خلاص
    Hıristiyan kanıyla Tanrı'nın kurtuluşunun esasları. Open Subtitles إنني أنشر كُتب خلاص الرب المقدسة المباركة من قبل المسيح.
    Türlerinin kefareti onlar. Open Subtitles هما خلاص الجنس البشري
    Sonra Yüce İsa'nın selameti ışığını üzerime yaydı ve bir hacı olarak Yeni Dünya'yı ziyarete gittim. Open Subtitles بعدها خلاص المسيح قد أضاء دربي وكـحاج.. أتيت لزيارة العالم الجديد
    Törensiz bir şekilde cesedini maden kuyusuna attık. Bizim gibi insanlar için kurtuluş yoktur. Open Subtitles ألقينا جثته في غور المناجم بدون جنازة ليس هناك خلاص لأشخاص مثلنا
    Eljida'nın bizim için bir kurtuluş olacağını düşünüyordu. Open Subtitles هو أعتقد بأن " الالجديا" ستكون بمثابة خلاص لنا أذا فشل التكامل
    Kendisine kurtuluş yolu sunduk, memnuniyetle kabul etti. Open Subtitles قدمنا له خلاص وانه بكل سرور المقبولة.
    Kilisenin dışında kurtuluş yoktur. Open Subtitles لا خلاص خارج الكنيسة
    Kilisenin dışında kurtuluş yoktur. Open Subtitles لا خلاص خارج الكنيسة
    Oğlum, yüce tanrı bize ruhumuzun kurtuluşu için çalışmayı emretti. Open Subtitles ولدي، ان الله كليّ القدرة، قد امرنا ان نعمل على خلاص ارواحنا
    Şimdi, hangisi daha önemli: Kolonimizin kurtuluşu için hayatımı adadığım çalışmam mı ki buna sizler de dahilsiniz beyler. Yoksa uykunuz mu? Open Subtitles ما هو الأهم , أن أنهي عمل حياتي من أجل خلاص المستعمرة
    Biz insan ırkının korunması ve kurtuluşu için bir araya gelmiş dini bir topluluğuz. Open Subtitles إننا منظمة دينيه موجوده لكي تحافظ على حمايه و خلاص الجنس البشري
    kefaret ve yeniden diriliş gibi gizemleri olan bir Tanrı'ya inanmıyordu. Open Subtitles لم يكن مهتماً بإله كانت خفاياه خلاص البشر والبعث. منذ أن كان مُجرد طفل، سمع ما أطلق عليه
    Bana gelin karanlığın çocukları. kefaret zamanı geldi çattı. Open Subtitles تعالوا إلي، يا أطفال الظلام زمن خلاص البشر وشيك
    Sonra kurtuluşunun olmayacağını öğrenmesini istiyorum. Open Subtitles وثم أريده أن يعلم أنه لن يكون هناك خلاص.
    Nassau'nun kefareti, prensipler gereğince, siz, ben o ve Thomas Hamilton, tüm o yıllar boyunca kendimizi bu işe adamıştık. Open Subtitles خلاص (ناسو) وفقاً للمبادئ التي أنت وأنا وهي و(توماس هاميلتون) كرسنا أنفسنا طيلة هذه السنوات
    Ama Almanya'nın selameti için acısı ve utancı ne kadar büyük olursa olsun... .. biz suçlu olduğumuzu bilenler itirafta bulunmalıyız. Open Subtitles لكن إن كان هناك من خلاص لألمانيا.. فلا بد أن نعترف بذنبنا الذي نعلمه... مهما كان الألم...
    Fakat Bitti. "Hayatımdan çık" dediği anda anlamıştım. Open Subtitles لكن خلاص زي ميكون بتقولي اخرج من حياتي
    "The Shawshank Redemption," filminde Andy orada yaşamayı... Open Subtitles في "خلاص شاوشانك" كان (آندي) يحاول أن...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more