"خليلتي" - Translation from Arabic to Turkish

• kız arkadaşım
• sevgilim
• kız arkadaşımı
• sevgilimle
• sevgilimi
• kız arkadaşımın
• kız arkadaşımla
• kız arkadaşıma
• Sevgilime
• sevgilimin
• sevgilimden

Aslında, kız arkadaşım şu işgal yanlış anlaması nedeniyle hapse atıldı.
في الحقيقة, خليلتي وضعت في السجن من أجل الإحتلال المُساء فهمه

O evde olanlarla ilgili bildiğim tek şey kız arkadaşım öldürüldü ve ben ömrümün sonuna kadar burada kalacağım.
كل ما أعلمه عن ما جرى في ذلك المنزل أن خليلتي قُتِلت و ها أنا هنا محكوم علي بالمؤبد

O zaman kukla değillerse sevgilim olur musun?
إذن ، إن لم يكونوا دمى حينها تكونين خليلتي ؟

sevgilim taşındı bugün. Aslında biraz üzücü yani.
خليلتي أنتقلت اليوم، وذلك مزعج نوعاً ما.

Tabii, kız arkadaşımı köpekler yedi bahanesi her şeyi değiştirdi, değil mi?
،أجل، أكلت الكلاب الاسترالية حجة غياب خليلتي سيغير ذلك أي شيء، صحيح؟

Anneme "onunla kalmaktansa sevgilimle yalnız kalmak istiyorum" mu diyim?
اخبرها أنني أفضل قضاء وقتي وحيداً مع خليلتي بدلاً من أمي؟

Çok yetenekli kardeşimiz sonunda manyak eski sevgilimi buldu herhalde?
أأفترض أن أختنا نافذة الموهبة وجدت خليلتي السابقة الخبلة أخيرًا؟

kız arkadaşımın üstündeki indirdiğimde yarış başlar.
حسناً, عندما أسحب سترة خليلتي للأسفل يبدأ السباق

Herkes üzerime gelmeye başladığında sadece kız arkadaşımla olmak istiyorum, çünkü bana karşı çok kibar.
لذا حين يضـايقنـي الجميـع أرغب في أن أكون مـع خليلتي لأنهـا لطيفـة معـي

Eğer benim kız arkadaşım olsaydın, o yüzüğü takmaktan gurur duyardım.
لو كنتِ خليلتي ، لارتديت ذلك الخاتم بافتخار

Bak, demeye çalıştığım, eğer kız arkadaşım olacaksan etrafta dolaşıp, şişko büyük amigo ağzını yayamazsın.
كل ما أقوله ، إن كنت ستصبحين خليلتي لا يمكنك الركض بالأرجاء صارخة بفمك الكبير السمين،

"Eski kız arkadaşım hususunda bana yardım edebilir misin?"
و سألني أحدهم، أيمكنك أن تساعدني مع خليلتي السابقة؟

Sadece, eski kız arkadaşım, aynı zamanda ev arkadaşım oluyor.
...إنّها فقط خليلتي السابقة، والتي بنفس الوقت زميلتي في السكن

Kendimi berbat hissediyorum. kız arkadaşım yüzüme bile bakmıyor.
أشعر بشعور مريع للغاية خليلتي ترفض النظر إلي.

O zamanki sevgilim diziyi seviyordu ve ben de ilgi alanına yakın olmaya çalıştım.
خليلتي ذاك الوقت من المعجبات بالمسلسل وكنت أبدي إهتماماً بإهتماماتها

Eski sevgilim! Okulda takılmıştık.
إنها خليلتي السابقة، لقد تواعدنا في كلية إدارة الأعمال

Ondan önceki sevgilim, kendinden önceki sevgilimi vurdu.
أما خليلتي السابقة لها، فقد أردت خليلتي السابقة لها.

Gerçekten kız arkadaşımı seninle bütün gece yalnız bırakacağımı mı düşünüyorsun?
أتعتقدين حقًا أنني سأترك خليلتي وحدها معكِ ليلة وضحاها؟

Ebediyen gittiğini söylediği için kız arkadaşımı kovdum.
لقد طردتُ خليلتي لأنّه قال أنّه سيرحل للأبد

sevgilimle ayrıldık, onu işte her gün görmeliyim.
ماذا عني؟ لقد إنفصلتُ عن خليلتي. وأنا أراها كلّ يوم هنا في العمل.

Ve izin verirsen gidip gerçekten ateşli olan sevgilimi becereceğim.
ولو سمحت لي، سوف أذهب لأجامع خليلتي المثيرة جدا.

kız arkadaşımın eski sevgilisi masamın otuz metre ilerisinde çalışıyor.
صديق خليلتي السابق يعمل ببُعد 100 قدم عن مكتبي.

Evet, kız arkadaşımla seks yapıyorum, çünkü gey değilim.
أجل، مارستُ الجنس مع خليلتي لأنّني لستُ شاذاً

kız arkadaşıma nasıl teklif edeceğime dair hiç bir fikrim yoktu.
أنني لم املك أي فكرة عن كيفية طلب الزواج إلى خليلتي

Eski Sevgilime dönmüyorum.
لكن أظن أن الطفل استفاد بحق لم أعد مع خليلتي

Kardeşimin araba tamircisi olduğu ve sevgilimin beni sevdiğini unuttuğu hayata mı?
تقصدين التي عمل أخي فيها مصلّح سيارات ونست خليلتي حبها لي؟

Bak, bunu söyleyemezsin. Tamam mı? sevgilimden bahsediyorsun.
لايمكنكِ أن تقولي شيئاً كهذا, إنها خليلتي التي تتحدثين عنها.