Chef Joachim serçe parmağını diktirdiğinden beri buraya gelmemiştik. | Open Subtitles | نحن ما كُنّا هنا منذ كبيرِ طبَّاخين طعّمَ جوكيم ظهر خنصره على. |
Bir asker patronuna karşı geldiğinde, suçuna kefaret olarak patronu serçe parmağını keserdi. | Open Subtitles | عندما يُهين جندي زعيمه يقوم بقطع خنصره للتغاضي عن الإهانة |
Kızım, ciddileşmek üzereydi ama serçe parmak yüzüğü koleksiyonu olan biriyle çıkamam. | Open Subtitles | كانت العلاقة ستصبح جادة، لكنني لا أستطيع مواعدة شخص يضع خواتم في خنصره. |
Bu, babanızın dördüncü parmağına taktığı yüzük mü? | Open Subtitles | هذا هو خاتم والدك الذي يرتديه على خنصره ؟ |
Louis XIV serçe parmağına giyebilirdi. | Open Subtitles | لويس) الرابع عشر كان ليرتديها في خنصره) |
serçe parmağını... toza sokarsın. | Open Subtitles | يأخذ خنصره الصغير... ... فيالمسحوق. |
Biz çocukken serçe parmağını uçuruvermişti. | Open Subtitles | حين كنا أطفال فقد خنصره |
But serçe parmağı görünüyordu. | Open Subtitles | -لكنّ خنصره كان مرئياً . |