Su numunesi alındı. İnanılmaz özellikleri var gibi görünüyordu. | Open Subtitles | عينة الماء المسترجعة بدت لها خواص غير قابلة للتصديق |
Kayanın karakteristik özellikleri, 1979'da bulunan başka bir Mars meteoritininkiyle uyuşuyordu. | Open Subtitles | الحجر كانت له خواص مطابقة لنيزك آخر وجد على المريخ عام 1979 |
Kurbanların geçmişleri ve özellikleri benziyor. | Open Subtitles | و ضحاياه يتشاركون خواص متشابهه و خلفيات متشابهه |
Yeni özellikler. Neler olacağı önceden kestirilemez. | Open Subtitles | خواص جديدة لا يمكن التنبوء بها |
Işık, insan deneyiminin sınırları içerisinde hiçbir şeye benzemeyen özelliklere sahiptir. | Open Subtitles | للضوء خواص ليست كأي شيء آخر في عالم الوجود الإنساني |
Ama bu çiçeğin özü ile birleştirirsen, bir anda muhteşem iyileştirme özelliklerine sahip oluverir. | Open Subtitles | ولكن بخلطه مع الرحيق المستخرج من هذه الزهرة وفجأة يصبح ذا خواص علاجية مبهرة. |
ilacin kimyasal özellikleri bana çok yabanci bu bile kendi basina tüyler ürpertici. - Bunu konusmustuk. | Open Subtitles | إن خواص العقار الكيميائية مبهمة لي وهذا يعد مفزعاً في حد ذاته |
İlacın kimyasal özellikleri bana çok yabancı bu bile kendi başına tüyler ürpertici. - Bunu konuşmuştuk. | Open Subtitles | إن خواص العقار الكيميائية مبهمة لي وهذا يعد مفزعاً في حد ذاته |
Makaleye göre bunların hücre geliştirme özellikleri vardı. | TED | ويبدو أن لها خواص منشطه لنمو الخليّه. |
Derinin farklı bölgelerinin farklı özellikleri olsa da, yüzeyinin büyük bir kısmı terlemek, ısıyı hissetmek veya tüylenmek gibi benzer fonksiyonlara sahiptir. | TED | على الرغم من أن كل منطقة من الجلد لها خواص مختلفة عن غيرها لكن معظمها يحمل وظائف متشابهة كالتعرق والإحساس بالحرارة والبرودة وإنبات الشعر |
Mulder, şeytani bir adamı kabul edebilirim. Şeytani özellikleri olabilir. | Open Subtitles | مولدر، آي سيقبل بأنّ الرجل يمكن أن يكون الشيطانية بأنّه لربّما عنده خواص شبه الشيطان... |
Düzenleyicileri, politikacıları doktorları ve üniversiteleri ve tıp eğitimi alan insanları, anti-kanser özellikleri olan bitkiler olduğunu, kemoterapinin sonucu olan mide bulantısına karşı kusmaya karşı bitkiler olduğunu, isiliğe yardım edebilecek bitkiler olduğunu, yorgunluk ve baş ağrısına çözüm olabilecek bitkiler olduğunu anlamaları | Open Subtitles | نحتاج مرّة ثانيةً إلى تعليم المنظّمين، و السياسيين، و اﻷطبّاء و لنصل إلى الجامعات و المتدرّبين في الطب حتّى يفهموا بأن هناك نباتات ذات خواص مضادة للسرطان |
Onlar temel yasanın özellikleri. | TED | هناك خواص للمبدأ الأساسي. |
Öteki dünyaya ait özellikler taşıyan bir Monolit. | Open Subtitles | مونوليث يملك خواص عالم آخر |
Üçünü de içinde bulduğumuz sıvılar, güneyli vudu tarikatlarınca kullanılan duraksatılmış canlılık formülüne benzer kimyasal özellikler taşıyor. | Open Subtitles | السائل الذى وجدناه فيهم له خواص كيمائية مماثلة إلى صور الحرمان المؤقت من الحياة الذى أستخدم من قِبَل طوائف (الفودو) الجنوبية |
Fakat tehlikeli mutasyonik özelliklere sahip oldu. | Open Subtitles | كان ذا خواص طفروية وراثية خطيرة ولافتة للنظر |
Tüm balık kartalları benzer özelliklere sahiptir ve genelde sürü halinde yaşarlar. | Open Subtitles | جميع عقبان السمك تتشارك فى خواص متماثلة ، والأكثرية اجتماعية |
Sesle iyileştirmenin özelliklerine hazırlanın. | Open Subtitles | جهز نفسك لتجربة خواص العلاج بالصوت |
Bütün insan özelliklerine sahibim. | Open Subtitles | أنا أمتلك كل خواص البشر |
Sadece biraz çevreyi tanımama ve oksidatif strese dayanamama yaşıyorum o kadar. | Open Subtitles | إنه مجرد دوار بسبب تغير خواص الهواء |