| Kız, aslında, o seçeneklerini değerlendiriyor. | Open Subtitles | هي، فيالحقيقة،وأعتقد أنهاتستكشف خياراتها. |
| Böylece seçeneklerini görebilir, değil mi? | Open Subtitles | أعني, ربما أن والدتك تفكر في خياراتها, أليس كذلك؟ |
| Durumunu kullanıp değerlendirerek seçeneklerini inceler. | Open Subtitles | ستطالع وضعها وتقوم بتقديره وتقوم بتحليل خياراتها |
| Anlıyorum. Hükümetimiz halen seçeneklerini değerlendiriyor. | Open Subtitles | ما زالت حكومتنا تفكر في خياراتها |
| Eğer bu büyük kızım Sarah'ya olsaydı, bir general gibi davranıp, tüm seçeneklerini tek tek dizer ve onlara görevlerini yapmalarını emrederdi. | Open Subtitles | الآن لو كان هذا ليحدث لـ "سارة" ابنتي الكبرى ستكون مثل الجنرال و سوف تقوم بصف جميع خياراتها |
| - seçeneklerini açık tutuyor. | Open Subtitles | - يَبقي خياراتها مفتوحة. |
| - seçeneklerini azalttığı kesin. | Open Subtitles | -ممّا يقلّل من خياراتها . |