Ben için en büyük hayal kırıklığı bu, hayatının her bölümünü sınıflandırdığı şeylerin baştan aşağıya bir kenara konması anlamına geliyordu. | Open Subtitles | ,خيبة أمل كبيرة لبن وهذا لا بد أن يكون الخلاصة, التي حصل .عليها بعد تصنيف أجزاء كثيرة من حياته |
Annem aleyhimde şahitlik yaptığından beri yaşadığım en büyük hayal kırıklığı oldu bu. | Open Subtitles | E 'بي ש خيبة أمل كبيرة منذ والدتي أعطت الدولة الأدلة ضدي. |
Çok büyük bir hayal kırıklığı olur, o kesin. | Open Subtitles | شئ مرقع جميل ، خيبة أمل كبيرة لا يمكننى أن أخبرك |
Ve bana sürekli ne kadar büyük bir hayal kırıklığı olduğumu hatırlatırdı. | Open Subtitles | وذكّرَتني كم كنتُ خيبة أمل كبيرة لها |
Büyük hayal kırıklığına uğradım, sizin için de öyle olduğuna eminim. | Open Subtitles | كانت خيبة أمل كبيرة بالنسبة إلي كما كانت بالنسبة إليك بالتأكيد |
Bunun yerine inanılmaz bir hayal kırıklığısın. | Open Subtitles | بدلًا من ذلك, أنت خيبة أمل كبيرة بالنسبة لي |
Paranız olmadığı hakikati ve Bud ile benim sizin için büyük hayal kırıklığı olmamız. | Open Subtitles | حقيقة أنكِ ليس معكِ مال ،(وأنني أنا و (بد خيبة أمل كبيرة بالنسبة لكِ |
Sonrası büyük hayal kırıklığı. | Open Subtitles | ومن ثمّ تجدين خيبة أمل كبيرة. |
Bears genelde grubun ortalarında kalan bir takım -- birlikteki en hırslı futbol eyaletlerinden birinin büyük bir hayal kırıklığı. | TED | وكان ينتهي فريق "بيرز" غالبًا في منتصف المجموعة -- خيبة أمل كبيرة في واحد من أكثر فرق ولايات كرة القدم تحمسًا في الإتحاد. |
büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. | Open Subtitles | لقد كانت خيبة أمل كبيرة |
Ve bu Kovat Ve Buccaneers için büyük bir hayal kırıklığı. | Open Subtitles | وهذه خيبة أمل كبيرة لـ(كوفات) وفريق "القراصنة" |
Bu çok büyük bir hayal kırıklığı. | Open Subtitles | هذه خيبة أمل كبيرة. |
Bu bizim için büyük bir hayal kırıklığı. | Open Subtitles | إنها خيبة أمل كبيرة. |
Bu yüzden, doğal afetlerde evlerini kaybeden, bir çok insan olmasına rağmen, toplum için çalışmıyor olmamızdan ötürü hayal kırıklığına uğramıştım. | TED | لقد كان ذلك خيبة أمل كبيرة لنا لاننا لم نكن نعمل للمجتمع على الرغم من أن هناك الكثير من الناس الذين فقدوا منازلهم جراء الكوارث الطبيعية. |
Senin yerinde olsam, Diego, kendimi hayal kırıklığına hazırlardım. | Open Subtitles | "أتعلم . لو كنت في مكانك يا "دييغو فسوف أحضر نفسي لتقبل خيبة أمل كبيرة |
Ninen şu anda burada olsa çok kötü hayal kırıklığına uğrardı. | Open Subtitles | ستصيب جدتك خيبة أمل كبيرة الآن |
Demişti ki," Homer, sen büyük bir hayal kırıklığısın." | Open Subtitles | قالت: "(هومر)، أنت خيبة أمل كبيرة" |