Ertesi sabah uyandığımızda, bir köpek çadırımıza işiyordu. | Open Subtitles | ،عندما إستيقظنا في الصباح التالي كان هناك كلب يتبوّل على خيمتنا |
çadırımıza birkaç kız geldi ve onlarla öpüştük. | Open Subtitles | كان هناك بعض الفتيات في خيمتنا وأنتهى الأمر بتقبيلنا لهن |
Bakın, bayım, çadırımızı rüzgar götürdü, açlıktan ölüyoruz ve geceyi geçirecek bir yere ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لقد أخذت الرياح خيمتنا و نحن نتضور جوعاً نحتاج مكانا لقضاء الليلة |
çadırımızı şuraya kurarsak ayak altında olmayız. | Open Subtitles | لو نصبنا خيمتنا هناك سنكون بعيدين عن طريقكم |
çadırımızdan üç metre ötesinden çığlık atan bebekler istemedim. | Open Subtitles | لم أُرِد رضعاءً باكِين بالقرب من خيمتنا. |
Biz çadırın içinde muhabbet ederken bir tane kaçık çadırın önündeki ayakkabılarımızı suyun içine atmış. | Open Subtitles | كنا نلعب فى خيمتنا و قام وغدا مجنون برميها فى دلو المياة امام خيمتنا |
Doğru, bizim hamağımız, bizim çadırımız ve diğer kamp eşyalarımız. | Open Subtitles | صحيح, أرجوحتنا و خيمتنا و معدات التخيم الأخرى |
Abilerimin zevceleri, bu inançlarla doğmamıştı ve içlerinde korku yüzünden eşlerine, kırmızı çadırdaki sırrımızdan bahsetmişlerdi. | Open Subtitles | ولكن زوجات إخوتنا لم يُولدوا في ظل هذه المعتقدات، وبسبب هلعهم قاموا بإخبار أزواجهم حيال أسرار خيمتنا الحمراء |
Onu çadırımıza götürdük ve kendi inancımıza döndürmeye çalıştık. | Open Subtitles | أخذناها إلى خيمتنا وحولناها إلى ديننا |
- Birisi çadırımıza bir şey atıyor. | Open Subtitles | شخصٌ ما يرمي أشياءً على خيمتنا ماذا ؟ |
Meşe palamudu bu. Ağaçların üzerinden çadırımıza düşüyor. | Open Subtitles | أنهُ البلوط، يسقط من الأشجار على خيمتنا |
Devenim burnunun bizim çadırımıza çoktan girdiğini fark ettin mi bilmiyorum ama- | Open Subtitles | هل تدرك بأنّ أنف الجمل بالفعل في خيمتنا... |
Şimdi çadırımızı şuraya kurarsak sizi rahatsız etmemiş oluruz. | Open Subtitles | والآن إن نصبنا خيمتنا بعيداً هناك سنكون بعيدين عنكم هناك |
Sıcacık çadırımızı uydu antenine sabitledim. | Open Subtitles | و لدينا خيمتنا الدافئة موصولة بطبق قمر صناعى |
En azından kendi çadırımızı getirmemize müsaade etseydiniz. | Open Subtitles | على أقل تقدير كان يجدر بكم السماح لنا بجلب خيمتنا. |
Geri dönüp çadırımızdan kişisel eşyalarımızı alabiliriz diyordum. | Open Subtitles | كنتُ أتمنى أن نعود ونحضر بضعة أغراض شخصية من خيمتنا |
- Şu cennet pilotunu çadırımızdan al. | Open Subtitles | ـ هذا الطيّار. اخرجه من خيمتنا |
Bu sabah uyandım, sanki iki saniye önce falan, ve çadırın dışında taş yığınları vardı. | Open Subtitles | أيقظ هذا الصباح , قبل ثانيتين... ... وهناكأكوام صخور خارج خيمتنا. |
Festival çadırımız 24 saat açık kalıyordu. | Open Subtitles | rlm; كانت خيمتنا تبقى مفتوحة على مدار الساعة. |
Canım, birazcık sessiz kalabilir miyiz lütfen? - kamp yapamadığımız için biraz kızgınım da. - Tamam. | Open Subtitles | أرجوك , لا نريد نسيان اللحظة التي نحن بها فلقد فقدنا خيمتنا للتو |
Belki hamağımızı oraya çivileyebilir ve uçurumda çadır kurabiliriz. | Open Subtitles | مم, ربما إستطعنا علقنا أرجوحتنا و خيمتنا داخل المنحدر |
Şu,çadırımızda ne yapıyor öyle? | Open Subtitles | وعليكِ بالسؤال ما الذي فعله شخص ٌ ما في خيمتنا ؟ |
Kabarmış derilerin güzel çadırımızın her yerine dökülüyor. | Open Subtitles | هذا جلدك يتغلغل ويتقشر من ثم يتساقط في خيمتنا الجميله |