"دائماً هو" - Translation from Arabic to Turkish

    • hep
        
    • her zaman
        
    Eh, ölüm hep ensemizde. Open Subtitles حسناً ، الموت دائماً هو شعرة تتطاير في الهواء
    Eh, ölüm hep ensemizde. Open Subtitles حسناً ، الموت دائماً هو شعرة تتطاير في الهواء
    Eğer hedefler hep insansa, neden ilk yangınlarda kimse ölmedi? Open Subtitles يبدأ بإشعال النيران ولكن إن كان الهدف دائماً هو الناس ، فلماذا لم يتوفّي أحد في الحرائق الأولي ؟
    her zaman dediğim gibi, her işte bir hayır vardır. Open Subtitles ما أقوله دائماً هو: تأتى الرياح بما لا تشتهى السفن
    Kimse sana gelemezsin demedi ki. İlk tepkin neden öfke oluyor her zaman? Open Subtitles لم يقل أحداً أنّك لن تذهبين لماذا الغضب دائماً هو رَدّك الأول؟
    Sinirli halleri yüzünden her zaman operasyonu tehlikeye sokuyor. Open Subtitles مزاجه دائماً هو الذي يعرّض مهامّنا للخطر.
    Aslında görüşmeyi yapmanız için hep onu, o kişiyi çağırıyorlar. Open Subtitles لقد خضت مقابلات عمل كثيرة واكتشفت أن الرجل الثاني كما يسمونه دائماً هو الشخص
    hep koca çıkar, hep koca çıkar, hep koca çıkar. Open Subtitles الزوج دائماً هو الفاعل الزوج دائماً هو الفاعل الزوج دائماً هو الفاعل
    hep ona da bir düzmece yapıldığını düşündüm ama suçlu olduğuna dair baskı hissettim. Open Subtitles إعتقدتُ دائماً هو كان يُمكنُ أنْ يُهيّئَ، لَكنِّي بَدوتُ مضغوطاً للإدانة.
    Bülbülün şarkısı hep en karanlık saatlerde güzel olur. Open Subtitles غناء العندليب دائماً هو الأجمل في ساعات الظلام
    Bunun gibi buluşmalardan sonra hep aynı hissederim: kalbim yerinden çıkacak gibi olur, çünkü asla yalanınıza inanıp inanmadıklarını ya da kim olduğunuzu öğrenmek için sizi takip edip etmeyeceklerini bilemezsiniz. TED والشعور بعد هذه الاجتماعات دائماً هو نفسه: قلبي يقرع مثل الطبول، لأنك لن تعلم إن كانو حقا صدقوا قصتك، ام أنهم سيبدؤون في تتبعك ليعرفوا حقيقتك.
    hep mideni mi düşünürsün sen? Open Subtitles أكُل ما تفكر فية دائماً هو معدتك؟
    Yeteneklerim için hep minnet duymam gerektiğini söylerdi. Open Subtitles دائماً هو يتأكد بأنني أكون ممتناً من أجل قدراتك .
    Fakat şunu hatırlamak zorundayız, Tanrı'ya inanmaya karşı mücadele ettiğimiz anda bile Tanrı her zaman bize inanır. Open Subtitles و لكن علينا دائماً أن نتذكر أننا عندما نصارع لنؤمن به دائماً هو على ثقة بنا
    Ama mayın tarlalarında ne kadar mayını atlamayı başarırsanız başarın en tehlikelisi her zaman görmediğinizdir. Open Subtitles ولكن عن الشيء في حقل ألغام خاص بيه لا يهم كم تدير التنقل، لأخطر دائماً هو هذا
    İhtiyacım olan şey her zaman yaptığımız şeylere ara vermek zaten. Open Subtitles القيام بالأشياء كما نفعل دائماً هو ما أنا فى حاجة للاستراحة منه.
    Her boktan şeyi çocuklara anlatmak her zaman komiktir. Open Subtitles قول الأشياء الكاذبة للأطفال دائماً هو أمر مضحك
    Aslında emin değilim ama onun her zaman iyi bir planı vardır. Open Subtitles في الحقيقة , أنا لستُ متأكدة مما إذا كان ما تفعلهُ نايومي دائماً هو الخطة الأفضل
    Fakat hızlı olmak her zaman en iyi olmak anlamına gelmez. Open Subtitles لكن ذلك لا يعني أن الجرّاح الأسرع دائماً هو الأفضل
    Gerçek mücadele her zaman sanata karşı ticarettir. Open Subtitles الصراع الحقيقي دائماً هو الفن ضد التجارة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more