"داخل السجن" - Translation from Arabic to Turkish

    • hapiste
        
    • hapishanede
        
    • hapishane
        
    • içeride
        
    • hapishaneden
        
    • içerde
        
    • hapse
        
    • Hapisten kaçmanın
        
    • Hapishanenin içinde
        
    Ve bir tutukluyu hapiste tutmak için yılda ortalama 35,000 dolar harcıyoruz. ve okul yönetimleri bir çocuk beslemek için yılda 500 dolar harcıyor. TED وننفق خمسة وثلاثون ألف دولار معدل سنوي من أجل ابقاء سجين داخل السجن ومناطق المدارس تنفق خمسمئة دولار سنوياً لإطعام طفل
    Kusura bakma ama ben hapiste değilim. Open Subtitles لو تسمح لي ، أنا أعترض أنا لست داخل السجن
    Sayın yargıç, Bu adamlar CNN'e gülerken Müvekkilim hapishanede zor anlar geçiriyor Open Subtitles سيدي القاضي،موكلي مر باوقات عصيبة داخل السجن.
    Ve çoğu hapishanede bulunmuş arkadaşlarıma... şey dedim: Open Subtitles بعض الممثلين داخل السجن يقولون هل تبدو هذه الكلمة جيدة؟
    Bu hapishane içindeki bir meditasyon programıydı binin üzerinde mahkumun. TED كان هذا برنامجًا للتأمل والاسترخاء داخل السجن لأكثر من ألف سجين.
    Eğer onlara bir şey anlatırsan seni içeride bekleyen birisi olacak. Open Subtitles إذا أخبرتهم أي شيء مفيد، فأحدهم سوف ينتظرك في داخل السجن.
    Hayatı, tekrar, hapishaneden cinayetler işleten deli bir sosyopat seri katil tarafından tehdit ediliyor ve siz de burada kim daha taşşak... Open Subtitles حياتها في خطر مره اخرى من قاتل متسلسل مختل من يطلق النار من داخل السجن
    Onlar dışarıda özgürlükleri için savaşırken biz de içerde onları hayal ediyorduk. Open Subtitles بينما كانوا يحاربون لأجل الحرية بالخارج كنا نحلم بها و نحن داخل السجن
    Senin ve adamlarının savaş suçunu kabul etmediğiniz için hapiste ölmeye bırakıldığınız, doğru mu? Open Subtitles اصحيح انك تركت 10 من رجالك يموتون داخل السجن بسبب رفضك للاعتراف بجرائم الحرب التي اقترفتها
    hapiste, kitap okumak için çok zamanım oldu. Open Subtitles لكنني قضيتُ وقتًا طويلاً في الدراسة داخل السجن
    hapiste Starz ve Showtime'ı izlerdim. Open Subtitles كنت أشاهد القنوات المدفوعة وأنا داخل السجن.
    Bileğini hapiste bir kavgada kırdığına dair cezaevi kayıtları var. Open Subtitles اه، لدينا بعض سجلات السجن التي تقول أنه أصيب بكسر في معصمه في قتال داخل السجن.
    Duydun mu bilmiyorum ama babam hapiste öldürüldü. Open Subtitles أجهل إذا ما سمعت ولكن قُتل أبي داخل السجن.
    hapishanede tecavüze uğradım. Çok sarsıcıydı. Open Subtitles لقد تم إغتصابى داخل السجن فصدمنى ذلك كثيراً
    Ve bir zamanlar elçiliğimiz olan yerdeki hapishanede neler oluyor bilemiyoruz. Open Subtitles ولا يمكننا ان نعرف حقاً ماهو شعورهم داخل السجن, الذي كان ذات مرة سفارة
    Oğlumuzu hapishanede dövdürmek için cani herifin birine para verdin ve sonra bir jüri üyesine fiziksel saldırı mı yaptırdın? Open Subtitles استأجرتِ مجرماً لضرب ابننا داخل السجن ثم هدّدتِ محلفة،
    hapishane içinde işler tıkırında gidiyordu, ama yine de dışarıdan birilerinin yardımına ihtiyacımız vardı. Open Subtitles نشطت الأمور داخل السجن لكنّنا ما زلنا بحاجة إلى المساعدة من الخارج
    Bunun bir hapishane deneyi olduğunun farkındasın değil mi? Open Subtitles أنت لا تفهم أن هذه تجربه محاكاه الحياه داخل السجن, أليس كذلك؟
    İçeride edindiğin arkadaşlıklar ömür boyu sürer, derler. Open Subtitles يقولون أن الأصدقاء الذين تصنعينهم داخل السجن .. سيكونون أصدقائكِ للأبد
    Little T bunu hapishaneden ayarladı. Open Subtitles لقد أمر بهذه الضربة من داخل السجن كيف وجدوه ؟
    Ekstradan yaptığım iş için içerde bir adam lazım bana. Open Subtitles أحتجتُ رجلاُ داخل السجن لكي يساعدني... في هذا العمل الجانبي الصغير لدي.
    hapse bir girdim, bir çıktım. Bir girdim, bir çıktım. Open Subtitles داخل السجن , خارج السجن داخل السجن , خارج السجن
    Hapisten kaçmanın yeterli oldugunu söyledi Open Subtitles قال إنه إستراح بما يكفي داخل السجن
    İdamların Hapishanenin içinde bir yerde yapıldığını biliyordum. Open Subtitles عرفت أن عمليات الإعدام تتم داخل السجن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more