Bütün o güzel paraları aile içinde tutmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن تبقى الأموال الجميلة داخل العائلة. |
Sonra, zamanı geldiğinde şirket aile içinde kalabilir. | Open Subtitles | ومن ثم ، اذا حان الوقت تبقى التجارة داخل العائلة |
Çeşitli söylentiler çıkmadan önce aile içinde nişan yaparız. Ne dersin? | Open Subtitles | قبل ان تظهر اسئلة كثيرة داخل العائلة نقوم نحن بالاعلان |
aile içinde her şeyi yenen ve hayatı yaşanabilir kılan o sevgiyi. | Open Subtitles | الحب البسيط داخل العائلة هذا ما ينتصر ويجعل الحياة تستحق العيش |
Seyahatin ailede kabul görmemle ilgili olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن الرحلة لم تكن حول الترحيب بي داخل العائلة. |
Prenstir ve aile içinde büyük güce sahiptir. | Open Subtitles | إنه أمير، وهو يملك نفوذاً قوياً للغاية داخل العائلة. |
Ama bunu aile içinde tutmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكنني أعتقد وجوب إبقاء السر داخل العائلة |
- Bu olayın aile içinde kalmasını istiyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بهذا الشيء مكبوتاً داخل العائلة |
Ama sen, her zaman bir aile olduğumuzu söyledin ve aileler bu tarz şeyleri aile içinde tutarlar. | Open Subtitles | ولكنك دائما تقول اننا عائلة و العائلة تبقي مثل هذه الأمور داخل العائلة |
Böylelikle Nick ve Brian, bu yanlış anlaşılmayı aile içinde halletmek için Patrick'le görüşmeye gittiler. | Open Subtitles | لذا، ذهب (نيك) و(براين) لمقابلة (باتريك) لمحاولة الإبقاء على سوء التفاهم هذا داخل العائلة |
Jack aile içinde tutmakta ısrar etti. | Open Subtitles | جاك) أصرّ على إبقاء هذا) داخل العائلة |
James: ailede kalacak. | Open Subtitles | إنه سيبقى داخل العائلة |