"دار السينما" - Translation from Arabic to Turkish

    • sinemada
        
    • sinemaya
        
    • sinema salonunun
        
    • Sinema Salonu
        
    Dün gece sinemada gördüğün adam gibi. Open Subtitles مثل ذلك الرجل الذى أخبرك ليلة أمس فى دار السينما
    Seni bedavaya sokamayacaksa en yakın arkadaşının sinemada çalışmasının ne faydası var? Open Subtitles ما فائدة أن تكون صديقتك المقربة تعمل في دار السينما إن لم تستطيعي الدخول مجاناً ؟
    Adamın sinemada yaptığı saçmalık yerine sana saldırdığını düşün. Open Subtitles إفترضى أن ذلك الرجل قام بمهاجمتك بدلا من سحبك بتلك الحركه البهلوانيه العجيبه فى دار السينما ... هه ؟
    Yemekte bize katılacak, sonra da onu sinemaya davet edeceğiz. Open Subtitles سيتناول طعام العشاء معنا ثم سندعوه إلى دار السينما الليلة.
    Neden sinemaya gitmiyoruz ya da sevişmiyoruz? Open Subtitles لما يمكننا الذهاب إلى دار السينما أو حديقة الملاهي؟
    Kimseye fark ettirmeden sinemaya gidebilmek için mi? Open Subtitles حتى يمكنكِ التسلل خارجاً، تذهبي إلى دار السينما وتعودي دون أن يدري أحد؟
    Dışarı çıktığımda parlak gün ışığına sinema salonunun karanlığından aklımda sadece iki şey vardı:.. Open Subtitles عندما خرجت إلى ضوء الشمس الساطع من ظلام دار السينما
    Evet, içinde bir Sinema Salonu bir Home Plus mağazası, hatta bir Apple mağazası bile var. Open Subtitles متكامل مع دار السينما ومتجر هوم بلس , وآب ستور.
    sinemada büyük bir olay vardı. Open Subtitles كان هناك شيء مهم قد حدث في دار "السينما"
    Jerry, sinemada buluşuruz. Tamam. Open Subtitles نعم يا (جيري), سنلتقي بك في دار السينما, حسناً
    sinemada olmam hiç sikimde bile değil.. Open Subtitles لا يهمني إن كنت في دار السينما...
    Cumartesi öğleden sonra, sinemada. Open Subtitles عصر السبت في دار السينما
    Bizimle sinemada buluşacak. Open Subtitles سيقابلنا عند دار السينما
    Tüm sabah kavga etmelerinden sonra sinemaya girip, o küçük ve şirin kafalarını birbirine yaslanmış görünce... Open Subtitles ان تذهب الى دار السينما تلك وترى رأسيهما الجميلتين معاً بعد ان كانتا تتشاجران طيلة الظهيرة
    Daha sonra sinemaya gitmek ister misin? Open Subtitles أتريد الذهاب إلى دار السينما لاحقاً؟
    Bay Seinfeld, Ramon'la sinemaya gittiğinizi duyduk. Open Subtitles سيّد (ساينفيلد), سمعنا أنك ذهبت إلى دار السينما برفقة (رامون)
    - Sadece sinemaya gittik. Open Subtitles قصدنا دار السينما
    Mike'ı sinemaya götürdü. Open Subtitles أخذت (مايك) إلى دار السينما
    Dışarı çıktığımda parlak gün ışığına sinema salonunun karanlığından aklımda sadece iki şey vardı:.. Open Subtitles عندما خرجت إلى ضوء الشمس الساطع من ظلام دار السينما كان لدي شيئان في ذهني
    Star Wars: the Phantom Menace filminin ilk gösterimine gidebilmek için hepimiz sırayla sinema salonunun dışında sabahlıyoruz. Open Subtitles جميعاً نتناوب للنوم خارج دار السينما, حتى يمكننا أن ندخل للعرض الأول لـ"حرب النجوم: الخطر الشبحي".
    Agnes Cully 34'de Olympic Sinema Salonu'nda keşfedildi. Open Subtitles (أكتشفت (آغنيس كولي امـام دار السينما الاولمبي فى 34 من عمرها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more