Önüne çıkan her fırsatta nükleer anlaşmayı baltalamaya çalışan Dar Adal mı? | Open Subtitles | نفس (دار عدل) الذي كان يحاول تقويض الاتفاق النووي في كلّ خطوة؟ |
Onun, Dar Adal'ın ekibinden ayrılma sebeplerinden biri olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | -لا أذكر قلت أنها كانت أحد الأسباب التي جعلتك تترك مجموعة (دار عدل) |
Dar Adal'ın orada olmasını nasıl açıklıyor o zaman peki? | Open Subtitles | كيف يفسّر وحود (دار عدل) في الميدان إذن؟ |
Dar Adal'ın arabada olduğuna kesin olarak emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ واثقة تماما أنّه كان (دار عدل) على متن تلك السيارة؟ |
Saul'un zayıflığı İsrail devleti. Dar Adal bunu biliyor. | Open Subtitles | نقطة ضعف (صول) هي (إسرائيل) (دار عدل) يعلم ذلك |
Saul'un zayıflığı İsrail devleti. Dar Adal bunu biliyor. | Open Subtitles | (نقطة ضعف (صول) هي (إسرائيل دار عدل) يعلم ذلك) |
Nasıl? 24 saat gözetimde tutuluyor ve Dar Adal tarafından sorgulanıyor. | Open Subtitles | هو تحت الحراسة لـ24 ساعة (يستجوب من قبل (دار عدل |
Dar Adal blöfümüzü gördü. Ve Tovah Rivlin, Berlin'e geliyor. | Open Subtitles | (دار عدل) فعل ما قال أنه سيفعله و(توفا ريفين) في طريقها إلى (برلين) |
Seni Dar Adal'a teslim edeceğim uluslararası bir soruna yol açmadan önce. | Open Subtitles | إذن سأعيدك إلى (دار عدل) الآن قبل أن تسبّب حادث دولي |
Tovah, Dar Adal ile bir anlaşma yaptı. - Seni almak için buraya geliyor. | Open Subtitles | (توفا) عقدت صفقة مع (دار عدل) إنه في طريقه إلى هنا لاعتقالك |
Tovah, Dar Adal ile anlaşma yapmış. Seni almak için buraya geliyor. | Open Subtitles | (توفا) قامت بصفقة مع (دار عدل) إنه في طريقه لاعتقالك |
Dar Adal'a Ivan Krupin'i Irak'ta muhbirin yaptığını söylemişsin? | Open Subtitles | أخبرتِ (دار عدل) أنك جندت إيفان كروبن) في (العراق)؟ |
Dar Adal orada olmanı istiyor. Kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | (دار عدل) يريدك هناك لابد أن هناك سببا ما |
Ben on yıldan fazladır istihbarat memuruydum. Dar Adal'ın bile bana arka çıkmışlığı vardır. | Open Subtitles | كنت ضابط استخبارات لأكثر من عشر سنوات حتى (دار عدل) تغاضى عن فلتاتي أحيانا |
Ülkede bu kanıt üstünden Dar Adal'a soruşturma açılmasını kabul edecek bir yargıç yok. | Open Subtitles | (سيُجيز متابعة (دار عدل قضائيا انطلاقا من هذا الدليل |
- Dar Adal'a kazandığını söyle. Şimdi kızımı görmek istiyorum. | Open Subtitles | أخبر (دار عدل) أنه يفوز والآن أريد رؤية ابنتي |
Hükumetimizin içindeki bu unsurlar arasında Dar Adal var mı? | Open Subtitles | هذه العناصر داخل حكومتنا هل يشملون (دار عدل)؟ |
O biri savunma bakanlığı, NSA veya Dar Adal'sa 10 federal kanunu çiğniyor demektir. | Open Subtitles | وإن كان هذا الشخص من وزارة الدفاع أو وكالة الأمن القومي أو (دار عدل) -فهو يخرق نحو عشرة قوانين فدرالية -أنا أدرك |
Dar Adal her ne dediyse sana yemin ederim ben bir şey... O bir şey yapmadı. | Open Subtitles | -أقسم لك، مهما قال (دار عدل)، فأنا لم ... |
Onu Dar Adal ile çıkarken gördüm. | Open Subtitles | (رأيتها للتو تغادر مع (دار عدل |
Bu, aile içinde yapılacak bir tören, Bay Blair, panayır gösterisi değil! | Open Subtitles | تلك جنازة عائلية يا سيد (بلير)، لا دار عدل |