Bu yüzden sinemada mastürbasyon yapanları anlamamışımdır. | Open Subtitles | لدرجة أنّي لم أستطع فهم فكرة الاستمناء في دار عرض |
Noel akşamını sinemada tek başıma harcayacağım bir plan yaptım yani sen bu gece seks yapabilirsin. | Open Subtitles | أخطط لقضاء عشية عيد الميلاد في دار عرض بمفردي لتقيم علاقة الليلة |
Görgü tanıkları, öldüğü gece sinemada bir kadınla tartıştığını görmüşler. | Open Subtitles | خارج دار عرض للأفلام في الليلة التي سبقت مقتله وقالوا بأنها كانت غاضبة جدا |
Ama ilçede hiç kafe yok, hiç internet kafe bulunmuyor, sinema ya da kitapçı da mevcut değil. | TED | لكن في المقاطعة كلها لا يوجد أي متجر قهوة، و لا ليس هناك مقهى انترنت، و لا دار عرض الأفلام، و لا مكتبة. |
Kanepeleri ve garsonluk servisi olan yeni bir sinema salonu açıldı. | Open Subtitles | هناك دار عرض أفلام جديد به أرائك وخدمة نادلين |
Sanki... Karanlık bir sinema gibi. | Open Subtitles | أشاهده كما لو كنت فى دار عرض مظلمة |
Her sinemada oturmayı sevdiğim bir nokta vardır. | Open Subtitles | في كل دار عرض لدي كرسي مفضل أحبّ الجلوس به |
sinemada tavuklara o kadar para veremeyiz. | Open Subtitles | لن ندفع ثمن دجاجة يتم تقديمها في دار عرض |
Noel akşamını sinemada tek başıma harcayacağım bir plan yaptım yani sen bu gece seks yapabilirsin. | Open Subtitles | -أجل، هدئ من روعك أخطط لقضاء عشية عيد الميلاد في دار عرض بمفردي |
Caddenin aşağısında bir sinema var. | Open Subtitles | هناك دار عرض في نهاية الشارع |
Woodbury'de sadece bir sinema var, ve bütün oynattıkları aile filmleri. | Open Subtitles | كان هناك دار عرض واحدة بـ(وودبيري) و لم تعرض سوى الأفلام العائلية |
Ev sinema sistemi de kurarız. | Open Subtitles | أجل، مع نظام دار عرض منزلية |
sinema salonunda kanepeler mi var? Şu an Kate Middleton gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أرائك في دار عرض أشعر وكأني كيت ميدلتون) الآن) |