İkiniz de bana cilasız gerçeği anlatacaksınız ya, bu yüzden hikâyelerinizin uyumlu olup olmayacağı konusunda Endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | بما أنكما سوف تخبراني الحقيقة بصراحة لا داعي لأن تقلق حيال تشابه قصصك ، هلا فعلت ؟ |
Endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | ليس هنالك داعي لأن تقلق |
Endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | لا داعي لأن تقلق |
Değiş tokuşu da ayarladım; bu yüzden endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | و بالنسبة للمبادلة ، فلقد أعددت ذلك فلا داعي لأن تقلق |
Tamam, Leo. Benim için endişelenmene gerek yok, tatlım. | Open Subtitles | حسناً "ليو"، لا داعي لأن تقلق مني يا عزيزي |
- Senin için alıyım . - Onun için endişelenmene gerek yok . | Open Subtitles | سأهتم بهذا - لا داعي لأن تقلق بهذا الشأن - |
- Endişelenmenize gerek yok Bay Spratt. | Open Subtitles | لا داعي لأن تقلق يا سيد (سبرات) حقاً؟ |
Benimle hiç endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | لا داعي لأن تقلق أبداً بخصوص الذهب معي |
endişelenmene gerek yok artık. | Open Subtitles | لا داعي لأن تقلق حيال ذلك |
- Benim için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | لا داعي لأن تقلق بشأني. |