"داعِ" - Translation from Arabic to Turkish

• Gerek
• bir sebep
• Gönlüm sana

Ve önemli değil, utanmana Gerek yok.
ولا عليك، لا داعِ لأن تكون محرجاً، اتضح أن هذا يحدث طوال الوقت

Olayı bu kadar dramatikleştirmeye Gerek yok.
لا داعِ لأن تلعبي دور بطلة أفلام سينمائية صامتة

Tamam, sakin ol kardeş, heyecana Gerek yok.
حسناً، يا أخي، اهدأ فحسب .. لا داعِ لأن نتهوّر جميعاً

Endişelenmeleri için bir sebep olmadığına ikna et onları.
أكّد لهم أنه لا يوجد أدنى داعِ للقلق

Hayır.Yapmak için bir sebep göremedim.
لا لا يوجد داعِ لذلك

Gönlüm sana karşı büyük bir yanlış yaptı.
..من دون داعِ

Bu arada, başka kadınlar için endişelenmene Gerek yok.
بالمناسبة، لا داعِ لأن تقلقي بشأن نساء أخريات

Kendin hakkındaki tam doğruyu erkek arkadaşına söylemene Gerek yok.
لا داعِ لأن تخبري حبيبكِ بالحقيقة الكاملة عن نفسكِ

- Bak endişelendiğini biliyorum ama buna Gerek yok, tekrar bir araya gelemezler...
.. أنظري ، أعلم أنكِ قلقة . ولكن لا يوجد داعِ . أنهم لم يعودا لبعضهم

Ya da ciddi sonuçları önlemek için soğan suyu ve bütün bu olanlardan annene bahsetmene de hiç Gerek yok.
أو عصير البصل لمنع حدوث عواقب وخيمة وليس هناك داعِ لإخبار والدتك حيال هذا

Bu adam hücresini ele verdiğinde sürekli kendimizi kollamamıza Gerek kalmayacak.
فبمجرّد أن يشي بخليّته فلا داعِ لأن نقلق بشأنهم مجدداً

Hiç Gerek olmadığı halde insanlar fısıldayarak konuşuyor.
الناس يتهامسون في حين لم يكن هنك داعِ لذلك

Hayatım buna hiç Gerek yok.
... عزيزي , اهدأ الآن , ليس هناك من داعِ لذلك

Bizden korkmana Gerek yok.
لا داعِ للخوف منّا على الإطلاق

Okul konusunda endişelenmesine Gerek yok.
حسناً، لا داعِ لأن تقلق بشأن الجامعة

Hoşuna gitmesi için bir sebep de yok.
-لا أدري، لا داعِ لذلك

Ellen, acele etmek için bir sebep yok.
(إلين)، لا يوجد داعِ للتسرّع