Bütün Amacı Amerikan yerlilerinin yöntemlerini kullanarak savaşmaktı. | Open Subtitles | ان كامل دافعه الاجرامي هو خوض حرب باتباع طرق السكان الأصليين ربما انه لا يحاول ان يخوض حربا |
Tek gerçeği, kendi Amacı olmuştur. | Open Subtitles | حقيقته هى دافعه الوحيد |
Kusursuz olsa, katil hata yapmamış olsa bile, bir cinayet Sebebi gerekir. | Open Subtitles | حتى إذاه كانت مثالي، حتى إذا جعل ليس خطأ واحد، هناك ما زال دافعه. |
Şüpheli, Sebebi böyle yazdığında işimiz daha kolay oluyor. | Open Subtitles | عملنا يصبح أسهل عندما يطبع المشتبه دافعه |
Burton'un ihmal ettiği bir kaç düzine trafik cezası varmış yani bağış yapmak için zaten motivasyonu vardı. | Open Subtitles | حول بيرتون كان يستدعي من التجار العشرات انه يغض النظر لِذا كان دافعه جعلهم يتبرعون |
Belki yeni motivasyonu budur. | Open Subtitles | ربما هذا هو دافعه الاساسى الجديد |
Şimdi, nedeni sigorta parası. Nakite ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | والآن دافعه أموال الضرائب كان يحتاج المال |
Trager beni Lily Cooper'ı öldürme gerekçesini sorgulamak zorunda bıraktı ama onun öldürttüğüne eskisinden daha fazla inanıyorum. | Open Subtitles | دفعني(تراجر)للتساؤل عن دافعه لقتل (لي لي كوبر) ولكني مُقتنع مثلما كنت أنه مسؤول عن قتلها |
Tabi eğer gerçek Amacı buysa. | Open Subtitles | إذا ذلك كان دافعه الحقيقي. |
Amacı ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما هو دافعه للسرقة؟ |
- Amacı neymiş? | Open Subtitles | ماهو دافعه الحقيقي؟ |
Yada Alana ve Jordan ile Morwood'un kızını öldürmesinde ki Amacı ne olabilir ki? | Open Subtitles | وما دافعه لقتل (آلانا) و(جوردون) وفتاة الحديقة؟ |
Ama bunun da Sebebi sağlam: Eroin. | Open Subtitles | لكن دافعه أيضاً كان قوياً جداً الهيروين |
- Evet, öyle. Yavaşlayın biraz. Öldürme Sebebi ne? | Open Subtitles | أجل , لقد قتلا بذلك - تمهل , ما هو دافعه ؟ |
37 kişiyi öldürmek için Sebebi neydi? | Open Subtitles | ما كان دافعه لقتل سبعة و ثلاثون شخصاً؟ |
Adamın motivasyonu ne peki? | Open Subtitles | ما دافعه المتوقع في رأيك؟ |
Asıl motivasyonu o. | Open Subtitles | هذا دافعه الاساسى |
Bununla beraber, derin motivasyonu psikolojik durumunu tolere ediyor. | Open Subtitles | "لكن دافعه الأكبر لا ينبع، كما يقول من رغبته بإنهاء مهمته..." |
En başından beri her şeyi itiraf etme nedeni buydu! | Open Subtitles | هذا كان دافعه الكلّي للاعتراف بالذنب في المقام الأول |
- Ki sadece o video cinayet nedeni sayılır. | Open Subtitles | وهو الفيديو الوحيد الذي سيرينا دافعه |
Müvekkilim bu suçu işlemiş olsa bile nedeni çok açık. | Open Subtitles | حتى إن كان موكلي مُذنباً بالقتل فكان دافعه واضحاً! |
Todd'u öldürme gerekçesini ortaya çıkartacağız. | Open Subtitles | نجعله يكشف عن دافعه في قتـل (تـود) |
- Bu geçerli bir sebep. - Bu bizi kıza yönlendirir. | Open Subtitles | انا اعني ,هم يقولون انه كان غيور هذا يمثل دافعه. |