"دافيدسون" - Translation from Arabic to Turkish

    • Davidson
        
    Neyse ki tam da bunların ortasında Davidson'a yeni bir rektör atandı ve onunda ırkçılık konusundaki düşünceleri belliydi. TED ولكن لحسن الحظ، في وسط كل ذلك دافيدسون عينت رئيس جديد، وذلك الرئيس كان أيضًا أحادي التفكير تجاه العنصرية.
    Davidson Askeri Akademisi nişan kazanan diğer öğrencileri de ödüllendirmekten gurur duyar. Open Subtitles أكاديمية دافيدسون العسكريه.. تفتخر الآن ...بأن ترقى الطلبه الآتيين ...الى الدرجه المبينه
    Davidson, bir milyon dolar. Perry ise iki. Open Subtitles دافيدسون يريد مليون دولار وبيري يريد مليونين
    Davidson'a 750 , Perry'yi beklet. Open Subtitles أعط دافيدسون 750 ألف دولار وانتظر على بيري
    Anketler hakkında yorum yapmayacağım, Bayan Davidson. Open Subtitles في الجريمة هناك؟ أنا لا أستجيب للانتخابات سيده دافيدسون
    Anaokulu çağındakilerde bile; Richard Davidson bunu Madison'da denedi. TED حتى بالنسبة للأطفال دون سن المدرسة-- فعلها ريتشارد دافيدسون في ماديسون.
    Bu tam bir devrim gibi görünmüyordu ama asıl konu, bu projeyle, Davidson'a eğer bunları yapmazsanız çeşitliliğe olan bağlılığınızı sorgulayacağız diyebilmemizdi. TED لم يبدو وكأنه شيء ثوري ولكن الشيء المختلف فيه، هو أننا تحدينا دافيدسون لنقول لهم إنه إذا لم تفعلوا ذلك فسوف نشكك بالتزامكم بالتنوع.
    Davidson köşede topu kesiyor! Open Subtitles دافيدسون,في زاوية الملعب يقطع الكرة
    Harley. Harley Davidson. Babam ölmeden önce bana hep şöyle derdi para için bilardo oynayacaksan, bilmen gereken 5 kural var. Open Subtitles هارلي، "هارلي دافيدسون" ـ أبي كان يخبرني قبل رحيله , عن هذا العالم الغبي
    O Harley Davidson, ben de dostun Marlboro Man. Open Subtitles إنه هارلي دافيدسون صاحب الدراجات ! النارية وأنا رجل سجائر المارلبورو
    Merhaba. John Davidson, FBI. Open Subtitles مرحبا، انا جون دافيدسون من الاف بي آي
    Tamam, Davidson kredi süresini uzatmak istiyor. Open Subtitles حسنا , دافيدسون يريد إمدادات ماليه
    Davidson, ufak tefek bir kasaba. Demiryolu raylarıyla bölünmüş bir güney kasabası. Beyaz Davidson bir tarafta, siyahi Davidson diğer tarafta, rayların beyaz tarafında yaşayan siyahi öğrenciler olarak polisler tarafından yüzümüz hatırlanıncaya kadar şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık. TED مدينة دافيدسون صغيرة جدًا، مدينة جنوبية، تقسمها سكة حديد. ديفيدسون البيضاء في جانب، دافيدسون السوداء في الجانب الآخر. ونحن كطلاب ذوي بشرة سوداء يعيشون في الجانب الأبيض من السكة، اعتدنا أن يتم إيقافنا في وسط المدينة ليسألونا عن بطاقة الهوية، إلى أن بدأت الشرطة بحفظ وجوهنا.
    Davidson'a 750 bin dolar ver. Open Subtitles سلم دافيدسون 750 ألف دولار
    Oradaki her neyse, Davidson kesip aldı. Open Subtitles أياً يكن ما كان عليها، فقد استخرجه (دافيدسون).
    Davidson'ın otobüse saldıranlarla çalıştığını farz etmeliyiz. Open Subtitles 00. يجب أن نفترض أن (دافيدسون) يعمل لحساب نفس الأشخاص الذي هاجموا الحافلة.
    Davidson'ın takip edilip edilmediğine bakıyorlar. Open Subtitles إنهم يتحققون من أن (دافيدسون) لا يتعقبه أحد.
    Bu renk Barbara'nın öldürüldüğü gece BG dükkanının orada çarptığınız Bayan Davidson'un arabasıyla aynı renk. Open Subtitles الآن، الذي يتناسب مع لون سيارة مدام (دافيدسون) التي صُدمت خارج متجر (باربرا جلوريا) للملابس ليلة مقتل (باربرا).
    Bir şey oldu aceleyle çıkmanızı gerektiren ve Bayan Davidson'un arabasına hızla çarpmanızı gerektiren bir şey. Open Subtitles شيئاً ما الذي جعلك تغادر في عجالة و تشوه حافة سيارة مدام (دافيدسون).
    Bay Davidson, beni mi görmek istediniz? Open Subtitles سيد دافيدسون , أردت رؤيتي ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more