Onu, dışarıda koyu renkli bir arabanın içinde biriyle konuşurken gördüm. | Open Subtitles | رأيتها واقفة في الخارج تتحدث لشح ما في سيارة داكنة اللون |
Orta boy bir arabaydı koyu renkli. | Open Subtitles | كان متوسط ? الحجم ... اه، داكنة اللون. |
koyu renkli. | Open Subtitles | داكنة اللون. |
Birinin kahverengi Mercury'si var. | Open Subtitles | يملك أحدهم سيارة ميركوري رياضية حمراء داكنة اللون. |
Tek söyleyebileceğim 1.60 boylarına kahverengi saçlı ve gözlü olduğu. | Open Subtitles | كل ما أستطيع قوله لكم انها كانت بطول 1.60م وشعرها بني وعينيها داكنة اللون |
Ama öğretmen siyah takım elbiseli yaşlı bir adam görmüş. | Open Subtitles | لكن المعلمة رأت رجلًا عجوزًا في حلّة داكنة اللون |
Özel olarak götüne ikinci bir vücut gibi yapışması için diktirdiğin siyah takım elbiseyi her giydiğinde üzerinde kıllar görüyorum. | Open Subtitles | كل مرة ترتدين فيها ملابس داكنة اللون كحلة البحرية النسائية تلك التي هي مصممة لتلتصق بمؤخرتكِ وكأنها طبقة جلد ثانية أرى شعر عليها |
Park bekçisi 1948-1950 model Mercury kahverengi araba kullandıklarını görmüş. | Open Subtitles | يقول حارس المتنزه إنهم يتنقلون في سيارة 1948-1959 ميركوري رياضية. حمراء داكنة اللون. |