Dallas Sabah Haberleri'nden bir gazeteci bizim davamız bittikten 1 hafta sonra aynı kadının kızının aynı mahkemede bir hırsızlıktan yargılandığını ortaya çıkardı. | Open Subtitles | قد بُلّغ عن ذلك لـ"صباح دالس" للأخبار و وجدوا أن بعد أسبوع المحكمة أنتهت بـ إبنة المرأة قامت بسرقة قضية في هذه المحكمة |
- Dallas'a daha 3 saat yolumuz var! | Open Subtitles | اللعنه أمامنا حفله نريد الذهاب إليها مازلنا نبعد عن دالس 3 ساعات |
Fil çorabından uzak dur, Dallas takar onu. | Open Subtitles | ماهذا؟ الفيل,اخي جواريب عن بعيدا ابقى دالس قذارة انها |
İstersen, senin için Dallas'ın telefon numarasını alabilirim. | Open Subtitles | دالس رقم اجلب ان ممكن من ذلك,انا تريدي اذا اجلك من |
Dallas, Tessa'yı gördün mü? | Open Subtitles | دالس هل رأيتِ تيسا؟ إنها ليست بالمنزل 372 00: |
Başkan ve First Leydi'nin geçişinde, Dallas'ta samimi bir kalabalık var. | Open Subtitles | هذه الحشود المحبة في وسط مدينة دالس كما مر الرئيس والسيدة الأولى |
Dallas'ta General Edwin A. Walker'a suikast girişimi olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | علمنا للتو بوجود محاولة اغتيال استهدفت حياة الجنرال ادوين ووكر في دالس |
Hayır, Dallas olmaz. Dallas'ı altmış bin oyla kaybettin. | Open Subtitles | لا، ليس دالس، أنت خرجت من جحيم دالس بخسارة ستين ألف صوت |
- Dallas'ta iş bulduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | تقول أنك حصلت مؤخراً على عمل هنا في دالس |
Dallas'a geri dönmüş olabileceğini düşünüyorlar. Emin değiller. | Open Subtitles | هم يعتقدون انه رجع إلى دالس لكنهم غير متأكدين |
Jack Ruby Atlıkarınca Kulübü Dallas, Teksas | Open Subtitles | ملهى جاك روبي لراقصات التعري دالس, تكساس |
Dallas şehri, Başkan ve First Leydi'nin ziyaretine hazırlanmakla meşgul. | Open Subtitles | مدينة دالس تتأهب لزيارة الرئيس والسيدة الاولى |
Başkan ve First Leydi'nin geçişinde, Dallas'ta samimi bir kalabalık var. | Open Subtitles | هذه الحشود المحبة في وسط مدينة دالس كما مر الرئيس والسيدة الأولى |
Dallas'ın merkezinde pencerelerden bakan bir sürü insanlar var. | Open Subtitles | يوجد أشخاص ينظرون هنا من كل نافذة في وسط مدينة دالس |
Başkan ve First Leydi'nin geçişinde, Dallas'ta samimi bir kalabalık var. | Open Subtitles | هذه الحشود المحبة في وسط مدينة دالس كما مر الرئيس والسيدة الأولى |
Dallas, Teksas'ta şehir merkezinde Başkan Kennedy'nin konvoyuna üç el ateş edildi. | Open Subtitles | في دالس، ولاية تكساس ثلاث رصاصات أطلقت على موكب الرئيس كينيدي في مركز مدينة دالس |
Bayan Paine, Dallas Eyaleti Şerif Departmanı ile birlikteyiz. | Open Subtitles | آنسة باين، نحن من إدارة مقاطعة شريف دالس |
Dallas'ta bir tür striptiz ve gece kulübü olan Atlıkarınca Kulübü adında bir mekân işletiyor. | Open Subtitles | يدير مكان في دالس يدعى نادي كاروسيل الذي هو من نوع التعري ونادٍ ليلي |
Tony Romo mesela, bir Dallas Kovboyu. | Open Subtitles | تعلمين , مثل توني رومو إنه راعي بقر دالس. |
Seni alışveriş merkezine götürüp, herkese Dallas Amigo Kız olduğunu söyleyecektim. | Open Subtitles | كنت سآخذك إلى محل الألبسة و أخبر الجميـع "أنك قائدة فريق تشجيع رعـاة البقر من "دالس |