"داونتن" - Translation from Arabic to Turkish

• Downton
• Kara İyi
• soulianis

Downton'da çok fazla şey söylemediğim için teşekkürler, kusura bakmayın.
أعتذر عن عدم قولي الكثير ولكن شكراً لكم.. في داونتن

Hoşlansan da hoşlanmasan da Downton yaşadığımız zamanla arasını kapatıyor.
سواء أعجبك أم لا, فمنزل داونتن يواكب تطور العصر الذي نعيشه

O zaman bu beni Downton onun için doğru yer mi diye merak ettiriyor.
إذاً فهذا يجعلني أتساءل إن كان داونتن مناسباً له

Noel'i Downton'da geçirip yeni yılda ayrılmayı planlıyorum.
أخطط لإمضاء عيد الميلاد في داونتن ثم أغادر في السنة الجديدة

Ama bunlar Downton'daki son aylarım olacak ve sen her daim benim dostum oldun.
ولكن ستكون هذه آخر شهور لي في داونتن وكنت دائماً مناصرة لي

Downton'daki son anım olarak mutlu bir Noel olacak.
ثم سنقضي عيد ميلاد سعيد كآخر ذكرى لي في داونتن

Biz sadece Downton'ın yöneticileriyiz.
لأننا مجرد نائبين في التصرف في داونتن

Barrow istifasını verecek ve ikinize de uyan bir tarihte Downton'da başlayacak.
سينهي (بارو) فترة إشعار إستقالته ويبدأ في (داونتن) في تاريخ يناسب كليكما

"Downton Abbey"in "Homeland"le buluşması gibi bir şey.
وكأن مسلسل "داونتن آبي" امتزج مع "هوملاند"

- Downton'ı mı izliyorsun? - Evet.
هـل تشـاهديـن مسلسل "داونتن آبي" ؟

Kek yiyerek gecenin bir yarısına kadar Natalie'ye ilgi göstermenin en güzel yolunu bulmaya çalışıyordum ki aklıma "Downton Abbey" geldi.
كنت سآهرة وآكل الكعك محاولةً معرفة أفضل الطرق لإستعارة (ناتالي) الإنتباه (عندما أتت (داونتن آبي

Bu da "Downton Abbey" esprisi yapmak yok anlamına geliyor.
هذا يعني لا لمزحات داونتن أبي

Green Downton'da kalırken bir tartışmadan şikayet etmişti.
لأن (غرين) اشتكى من وجود خصومة له بينما كان متواجداً في دير (داونتن)

- Polis Downton'ı başka bir yerle karıştırmış olmalı.
-لابد أن الشرطة خلطت بين (داونتن) ومكان آخر

Çavuş Willis Downton'dayken Green'in kimseyle tartışıp tartışmadığını soruyordu.
وقد كان الضابط (ويليس) يسأل إن كان قد اختلف مع أي احد -خلال إقامته في (داونتن )

- Her şey. Bay Carson bana yatırım tavsiyesi veriyor ve Bayan Bunting Downton'ı terk ediyor, ...çünkü Bay Branson onun arkasında durmamış.
السيد (كارسن) يعطيني نصيحة في الإستثمار, والآنسة (بنتنغ) ستغادر داونتن

Downton'ı evimmiş gibi görmeye başlıyorum.
بدأت أرى داونتن كمنزل لي

Downton'a geçene kadar benim ayrılmam lazım ama teşekkürler.
سأترك الأمر حتى نعود لمنزل (داونتن), ولكن شكراً لك

Downton'da çalıştığımız sürece kiraya veririz.
ويمكننا تأجيره طالما نريد العمل في (داونتن)

Bir çiftçinin üvey çocuğu Downton yuvasında ortaya çıkıyor?
طفلة المزارع المتبناة تظهر فجأة في حضانة (داونتن)؟

Çeviri: soulianis Aytaç Kara İyi seyirler.
- الموسـ5ـم مسلسل "داونتن آبي" Glories: ترجمة