| Ve sen Marty Claridge Clark Davis'i kocan olarak kabul ediyor musun? | Open Subtitles | وهل تقبلين يا مارتى كلاريدج أن تتخذى كلارك دايفس زوجا لكى ؟ |
| Richard Allen Davis, Polly Klaas'ı kimliğini açığa çıkarmasın diye boğazlamıştı. | Open Subtitles | ريتشارد آلن دايفس خنق بولي كلاس فقط ليمنعها من التعرف عليه |
| Ama Jessica Davis kaçırılmasına bakarsak... karşımızda seçici bir suçlu olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن مع عملية اختطاف جيسيكا دايفس نحن غالبا نتعامل مع معتد تفضيلي |
| Oscar kazanan birinin Joan Rivers'a "kıyafetimi tasarlayan kişi Brooke Davis" dediğini duymak. | Open Subtitles | الأستمتاع بالفوز بالأوسكار من جون ريفيرس لقد تعبت من بروك دايفس' جون ريفيرس |
| Bir dakika daha verin, her şeyi halledeceğiz, Bayan Davies. | Open Subtitles | فقط أعطينا دقيقة أخري ( سنعالج الأمر آنسة ( دايفس |
| -Selam. Davis buralarda mı? -Geç kaldın, aşk çocuğu... | Open Subtitles | امم , مرحبا , هل دايفس هنا ربما انت متأخر قليلا أيها العاشق.. |
| Pocatello başkanı olarak, Elder Aaron Davis'in affedilmez ve elem verici homoseksüellik günahı nedeniyle, bu kilise mahkemesini toplamak benim için mutsuz eden bir görev ve sorumluluk oldu. | Open Subtitles | بصفتي رئيسا لجمعية الكهنه والقديسين ومسؤولا عن مايدور في الكنيسه .. سيتم معاقبة ارون دايفس .. |
| Ben Clark Davis baş sağlığı dilemeye geldim. | Open Subtitles | أنا كلارك دايفس وأنا فعلا أسف على خسارتك |
| Sen Clark Davis, Marty Claridge'ı karın olarak kabul ediyor musun? | Open Subtitles | هل تقبل يا كلارك دايفس أن تتخذ مارتى كلاريدج زوجة وفية ومحبة لك ؟ |
| Yeah... yeah... yeah. Bette Davis Oscar'ı neden alamadı ... | Open Subtitles | لدي حبيب من المؤسف دايفس لم يربح الأوسكار |
| Geçen hafta Jessica Davis'i öldüren katil, kurbanıyla... vakit geçirmek için, alışveriş merkezinden ayrılmıştı. | Open Subtitles | ايا كان من قتل جيسيكا دايفس الاسبوع الماضي غادر المجمع بصحبتها لأنه رغب بأن يمضي الوقت مع ضحيته بعزلة |
| Bugün bir dersi Brooke Davis ile beraber geçirdim ve bir şey öğrendim. | Open Subtitles | اليوم قضيت ساعة واحده مع بروك دايفس, وتعلمت شيء |
| Brooke Davis'i kabul etmemem gerektiği konusunda sıkı emirler aldım. | Open Subtitles | لدي أوامر من صاحبة الحفلة بأن لا أدخل بروك دايفس اللعينه |
| Ama Brooke Davis tarafından kullanıldığımı hesaba katarsak, pek sorun yok. | Open Subtitles | لكن لابأس مع الأخذ بعين الأعتبار أنني أستعملت من قِبل بروك دايفس |
| Bir kadeh Brooke Davis devirmek için saat çok mu erken? | Open Subtitles | هل من المبكر على بروك دايفس أن تخوض مجال الموسيقى؟ |
| Çünkü sen benim en iyi arkadaşımsın Brooke Davis, ...ve her zaman öyle olacaksın. | Open Subtitles | لأنكم اصدقائي المفضلين بروك دايفس وأنتِ ستبقون كذلك |
| Yarbay Sheppard, bu Binbaşı Davis, Ana Gezegen Güvenlik'ten. | Open Subtitles | عقيد شيبرد, هذا الرائد دايفس من الأمن العالمي |
| Pennsylvania, 2007, Williams vakası ya da belki Florida'daki Davis vakası sana göredir. | Open Subtitles | فقط، سوف أنتظر قضية ويليام ضد بنسلفينيا عام 2007 أو ربما قضية دايفس ضد فلوريدا تعجبك أكثر؟ |
| Davis, endişelenmeni anlıyorum ama bir şey çıkmama ihtimali oldukça yüksek. | Open Subtitles | دايفس أعلم بأنك قلق ولكن هل أستطيع القول بأنه هنالك فرصة جيدة بأنهم لن يجدوا بك أي شيء |
| - Benim evimde olmaları gerekiyordu, Davis yemek yapmıştı. | Open Subtitles | كان من المفترض بأنهما في منزلي دايفس أعد الطعام |
| Tru Davies, 1723 Oracle. Bir cinayeti rapor edeceğim. | Open Subtitles | ( ترو دايفس) , 1723 ( أوركال ) انا أتصل للإبلاغ عن جريمة قتل |