"دايما" - Translation from Arabic to Turkish

    • hep
        
    • her
        
    Ona ilacını vermem gerekiyordu. hep ben verirdim. Open Subtitles كان المفروض اجيبلها الدوا الي دايما بجيبهولها قبل ذلك
    Kitaplardan başımı kaldırmıyorum diye hep kızıyorsun ama bu senin suçunmuş. Open Subtitles إنت دايما تنتقديني إني دودة قراية لكن الواضح إنها غلطتك
    hep zengin olmak istemişimdir. Biraz geri sarayım. Open Subtitles انا دايما كنت عايز ابقى غنى فسيبونى ارجع بيكم
    Bunu defalarca yaptım ama her seferinde sanki ilk defa yapıyormuşum gibi hissediyorum. Open Subtitles مهما كان عدد المرات الي عملتها بها دايما بحس اكنها المرة الأولى دائماً
    her zaman onu teşvik ediyor her şeyi yapabileceğini söylüyoruz. Open Subtitles دايما نشجعها ونقولها إنها تقدر تعمل أي حاجة
    Ama önemli olan gitmesi ve biz her zaman Kimsesiz Dolap'ı hatırlayacağız. Open Subtitles بس المهم اللي حصل حصل ودايما دايما هنفتكرها الدرج الوحيد
    Neden tüm parayı hep onlar alıyor ki? Open Subtitles ليه دايما عايزين ياخدوا كل الفلوس بنت الوسخة
    Çok acı çektiğim, hayattan koptuğum o dönemde... bana karşı hep sevgi doluydu. Open Subtitles عندما كنت اعاني مفكك، مشوشا مع الحياة كانت دايما طيبه نجاهي
    Rahat bir evim, iyi bir işim hep düzmek istediğim fıstık gibi bir karım var. Open Subtitles عندي بيت مريح ووظيفة محترمة عندي مزه حلوه دايما عاوز افشخها دنا اعتزلت بدون اي اصابات
    Benim babam da hep der ki, "Cleveland Jr., yatağın üstünde zıplamayı kes!" Open Subtitles أبي دايما يقول" كليفلند جونير , لا تقفز على السرير!"
    Kawasaki-san hep beni cesaretlendirdi. Open Subtitles كاواساكي دايما مايكون جاهز لتشجيعي
    Söylemeliyim ki; Pearl Harbour günü, beni hep hüzünlendirir. Open Subtitles أننا لن ننسى أبداً التضحية التي قدمتموها لبلادكم. سأخبرك, ذكرى "بيرل هاربر"دايما يحصل لي
    Ücretleri 300 ila 500 dolar arasında değişir ve iyi bahşiş vermezsen prezervatif takmak zorundasındır ki ben hep verirdim. Open Subtitles $بيتكلفوا ما بين 300$ و 500 و لازم تكون لابس واقي ذكري إلا لو دفعتلهم فلوس أكتر من اللازم و ده بالظبط اللي بعمله دايما
    Talk show konukları hep kahve içer. Open Subtitles الضيوف في البرامج دايما بيشربوا قهوة
    İnsanlar, oynadığım rol ile kendilerini hep bağdaştırdılar. Open Subtitles الناس دايما تربطني مع الدور الي امثله
    Bayan Klein her zaman Yahudi bir *Bisselim derdi. Open Subtitles الآنسة كلاين تقول دايما انني يهودية صغيرة
    her zaman bana ne yapacağım söylendi ama şimdi söylemelerini istiyorum ve kimse söylemiyor. Open Subtitles يعني دايما الكل بيقولي أعمل إيه ودلوقتي لما أنا عايزهم يقولولي أعمل إيه محدش بيقولي
    Oyunun bir öğrencisiyle tanışmak her zaman çok hoş oluyor. Open Subtitles حسنا ، دايما يروق لي مقابلة أحد تلاميذ اللعبة
    Bu alet Brooklyn'deki en iyi restorandı ve benim için her zaman yeri vardı. Open Subtitles .. أن هذة الآلة هي ، أفضل مطعم في بروكلين . وكانت دايما مائدة بالنسبة لي
    Lezzetli! Tavuktan nefret ederdim. her yerim isilik olurdu. Open Subtitles لذيذ أنا كنت أكره الدجاج دايما ما قرفني
    Erkekler her zaman istediğini yapar mı? Open Subtitles هو الرجاله دايما بتعمل الى انت عايزاه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more