Mesela, birilerine kokmuş bir tavuk ikram eder misiniz? | TED | مثلا، أنا أقول، هل من المعقول أن تقدم دجاجا فاسدا؟ |
Yumurtaları olan tavuğun olabilir, ama sütü olan tavuk? | Open Subtitles | يمكنك أن تأخذ دجاجا بالبيض لكنك لا يمكن أن تأخذ دجاجا بالحليب؟ |
Sonra da ayağında tavuk gübreleriyle laboratuvarına geldi. | Open Subtitles | جي . وبعد ذلك يتعقّب دجاجا تعود البقايا إلى مختبره. |
Kahvaltı için kızarmış tavuk yaptım. Hâlâ sıcak ve lezzetli. | Open Subtitles | سنتناول دجاجا محمرا في الإفطار ما زال ساخنا ولذيذا ، ها هو ساخن ساخن |
Burada yemek için biraz tavuk köftesi, bir bira ve eşimin pilavından istiyorum. | Open Subtitles | أريد دجاجا مقطّع، جعة، وأرزا لزوجتي فورا. |
Parks'ı gördün mü? Dışarıda değil, tavuk yemiyor. | Open Subtitles | إنها ليست في الخارج تأكل دجاجا , هذا مؤكد! |
Bize tavuk ve bira getirmiştiniz. | Open Subtitles | لقد جلبتي لي ولـ"تشارلي" دجاجا وبيرة بالأمس نحن ممتنون جدا |
Milli Teşkilatçı tavuk servisi yapıyor. | Open Subtitles | رجل من الحرس الوطني يقدم دجاجا |
Senden akşam yemeği için yatağa tavuk getirmeni isterler. | Open Subtitles | إنّهم فقط يحاولون جعلك "تمنحهم "دجاجا على السرير |
Bu kadın ikna edici tavuk yapmayı biliyor. | Open Subtitles | تلك المرأة تعدّ دجاجا مقنعا فعلا |
Tamam.tavuk yaparız. | Open Subtitles | لا بأس لقد طلبنا دجاجا للتو |
Görünüşe göre küçük Robin Kızıl göğsümüz kızarmış tavuk olmak üzere! | Open Subtitles | حسنا، يبدو صدر (روبن) الأحمر أوشك أن يصبح دجاجا مقلّى! |
Çünkü o tavuk değildi. | Open Subtitles | هذا لانه لم يكن دجاجا |