"دخلهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelirlerini
        
    • gelirlerinin
        
    • geçim
        
    Güzelleştirilmiş carroçaları sayesinde önyargılara karşı koyabiliyor, gelirlerini ve toplum ile etkileşimlerini arttırıyorlar. TED لأنه، وبعرباتهم المزينة، قادرون على النضال في وجه الإجحاف بزيادة دخلهم المادي وبتفاعلهم في المجتمع.
    Şunu da bilmek önemli, İnsanların aldığı para miktarını değiştirmedik, sadece gelirlerini anladıkları çevresel faktörü değiştirdik. TED الآن، من المهم أن نعرف أننا لا نغير ما يجنيه الناس من مال، فقط نغير الظروف التي يفهم منها الناس دخلهم.
    bir hasattan sonra, gelirlerini yeterince artırdılar tam çeyrek hektar yapmak için ikinci bir sistem satın aldılar. TED بعد حصاد واحد، قاموا بزيادة دخلهم بما يكفي لشراء نظام ثاني لتنفيذ ربع كامل من الفدان.
    Zaten az olan gelirlerinin büyük bölümünü bu aydınlatma ürünleri için harcıyorlar. TED في واقع الأمر أنهم ينفقون الكثير من دخلهم المحدود في هذا النوع من الإضاءة.
    Şunu bilmelisiniz, bu çiftçiler, hasattan hemen sonra yıllık gelirlerinin ortalama %60'ını tek seferde alıyorlar. TED يجب أن تعرف أن هؤلاء المزارعين يجمعون حوالي 60 بالمئة من دخلهم السنوي في وقت واحد، مباشرة بعد الحصاد.
    Neredeyse dörtte üçü, gelirlerinin gıda, su, elektrik ve iyi bir yerde barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamadığını belirtiyor. TED ما يقرب من ثلاثة أرباع يقولون أن دخلهم لا يغطي الخدمات الأساسية مثل الطعام والماء والكهرباء والسكن اللائق.
    Tek geçim kaynakları benim ve son derece sevimliler. Open Subtitles أنا مصدر دخلهم الوحيد وهم لطفاء بشكل كبير للغايه
    Bu alt düzey adamlar gelirlerini arttırmak için serbest iş yaparlar. Open Subtitles هؤلاء الحثالة كثيراً ما يقومون بالأعمال الحرة لزيادة دخلهم.
    Tutkulu ve kendini adamış bir ekiple, ve ailemizin muazzam desteği ile önemli ölçüde büyüdük, bugün, 20.000 küçük çiftçiyi, verimlerini ikiye katlamalarını ve net gelirlerini akranlarına göre 3 katına çıkarmalarını sağlıyoruz. TED مع فريق متحمس وملتزم ودعم هائل من شركائنا، كبرنا بصورة متسارعة اليوم يعمل معنا 20 ألف من صغار المزارعين، نمكنهم من مضاعفة عائداتهم وكسب ثلاثة أضعاف دخلهم الصافي مقارنةً بقرنائهم.
    Sonra oğullarına bakıyoruz ve gelirlerini beş basamağa ayırıyoruz. En alttaki gelire sahip babaların kaçının oğlunun üste geldiğini görüyoruz. TED ثم دعونا ننظر إلى أبنائهم، ونقسم دخلهم إلى خمس درجات، ونرى كيف أنّ العديد من أبناء أولئك الآباء ذوي الدخل المنخفض يصلون إلى أعلى القائمة.
    En kötüsü ise, bazı ülkelerde tıp cemiyetleri, ELAM mezunlarının kendi işlerini alacağı veya hasta yüklerini ve gelirlerini azaltacağı korkusuyla akreditasyon kuruluşlarını ELAM diplomasını tanımamaları hususunda etkiliyorlar. TED و أسوء من كل شيء، في بعض البلاد تؤثر المجتمعات الطبية على هيئات الاعتماد كي لا تمجد لدرجة ELAM، خوفاً من أن يأخذ هؤلاء الخريجين وظائفهم أو يقللوا من أعداد مرضاهم و دخلهم.
    Hastalarım gelirlerini bana açıklamıyorlar." TED مرضاي لا يكشفون لي عن مصادر دخلهم."
    Bay Rackham, yeni arkadaşınızın, gelirlerini en dürüst şekilde bildirmeleri konusunda kızları hizaya getirmeye yardım ettiğini anlıyorum. Open Subtitles سيد (راكهام)، أعي أن صديقتك الجديدة ساعدت في تنشيط عمل الفتيات، وجعلهتم يُبلغون عن دخلهم بشكلٍ صادق
    Gençler, eski jenerasyonlara oranla daha çok borç almakta ve gelirlerinin büyük bir bölümünü görünümlerine ve statülerine harcamaktalar. TED كما يقترض الشباب أكثر مما فعلت الأجيال القديمة كما أنهم يصرفون قدرًا أكبر من دخلهم على سلع المظاهر وممتلكات الرفاهية
    Bolivya kararlıydı günde $2 dolar ile yaşayan ailelerin gelirlerinin dörtte birine kadarını şirketlerin su bedeli olarak talep etme haklarını savunmaya. Open Subtitles الدفاع عن حق المؤسسات لتكليف رسوم المعيشة للأسرة لدولارين يوميا بقدر ربع دخلهم للماء.
    Geldiğim yerde insanlar su için günlük gelirlerinin onda birini ödemek zorundadır. Open Subtitles من حيث أتيت يدفع الناس عشرة من دخلهم اليومي مقابل الماء
    Üniversite mezunları, bazı ana dallarda, gelirlerinin %25'ini öğrenim kredisi borcuna aktarırken, diğerleri yüzde 5'ini bu amaçla kullanıyor. TED في الواقع، خريجي الجامعات، من بعض المجالات، يدفعون 25% من دخلهم لخدمة دَيْنهم الطلابي، بينما يدفع آخرون 5%.
    Batılı çalışanlar işlerini kaybettiler, gelirlerinin durgunlaştığını gördüler, görünen o ki insanlar yeni rekabet politikaları hakkında düşünmeliydi, işçiler yeniden eğitilmeliydi, işçilerin yeni becerilere ihtiyacı vardı. TED فقد العمال الغربيين أعمالهم رأوا دخلهم يركد أضطر الناس بكل وضوح للتفكير في سياسات منافسة جديدة احتاج العمال لاعادة التدريب احتاج العمال لمهارات جديدة
    Enerji yükü olanlar için de gelirlerinin yüzde 20'sini yeniden kazanmış oluyorlar. Ucu ucuna geçinen bir kişi için gelirinin yüzde 20'sinin boşa çıkması... TED ولهؤلاء الذين يتحملون أعباء الطاقة، يمكن أن تساعدهم على استعادة 20 بالمئة من دخلهم... 20 بالمئة من دخل شخص يكافح لتغطية نفقاته.
    Toby bu bilgiyi yaymak, gelirlerinin bir bölümünü paylaşmak isteyen kişileri bir araya getirmek ve insanlardan küresel yoksullukla mücadele etmek için hayatları boyunca kazandıklarının %10’unu bağışlamayı vaat etmelerini istemek üzere Giving What We Can (Verebildiğimiz Kadar Vermek) TED لتوحيد الناس الذين يريدون أن يشاركوا جزءاً من دخلهم" و لكي نطلب الناس التعهد بالتبرّع ب 10% من ما يكسبون خلال حياتهم كلها لكي نحارب الفقر العالمي. توبي قام بنفسه بما هو أفضل من هذا. حيث قام بالتعهّد على أن يعيش بـ 18,000 باوند في السنة --
    Bu onların geçim kaynağıydı. Open Subtitles rlm; وكان ذلك مصدر دخلهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more