Deliğe yol açan şey, sivri, içi boş, silindirik bir nesne... sırtın altından girmiş, ve sonra yukarı, organlara doğru çıkmış. | Open Subtitles | بواسطة جسم حاد, مجوف وذو شكل أسطواني دخل من أسفل الظهر ماراً للأعلى مُخترقاً الأعضاء الداخلية |
- Afrika'nın elmaslarının yarısı bu bankaya girmiş ve hiç çıkmamış. | Open Subtitles | نصف ذهب والماس افريقيا دخل من خلال هذه الأبواب لكن لم يخرُج |
Eğer bahçeden girmiş olsa halıda çamur izi kalırdı. | Open Subtitles | لو دخل من الحديقة لترك آثار على كل السجادة |
Herif camdan girmiş olsa gerek. | Open Subtitles | من الأكيد أن الرجل دخل من النافذة. |
Ve işte bilinmeyen kişiye ait izler de burada. Başka biri daha o camdan içeri girmiş. | Open Subtitles | وتلك هي البصمة المجهولة أحد آخر دخل من هذه النافذة |
Bu gece ön kapısından içeri girmiş ve tam iki kaşının arasına bir kurşun yemiş. | Open Subtitles | الإسم كيسي مكمانس دخل من بابه الأمامي هذه الليلة |
Ön kapıdan yürüyerek girdi, efendim. | Open Subtitles | لقد دخل من الباب الأمامي, سيدي |
Senin parmak izlerinle kapımızdan yürüyerek girdi. | Open Subtitles | لقد دخل من الباب الرئيسي ببصمة يدك |
Hırsız, dışarıdan bakım odasına girecek bir tünel açmış, kanıt odasına girmek için kodu girmiş ve kesme tahtamızı çalmış. | Open Subtitles | إذاً فقد بنى اللص نفقاً من الخارج حتى غرفة الصيانة، و دخل من البهو، ثم أدخل رمز الولوج إلى غرفة الأدلة، |
Metal kol vücuda girmiş ve vajinadan dışarı çıkmış. | Open Subtitles | القضيب المعدني دخل من جانبها الأيمن... وخرج من مهبلها |
Pencereden içeri girmiş oğlanlar gibisin. | Open Subtitles | مثل فتى دخل من نافذة مكسورة |
İşte buradan içeri girmiş. - Ama yaralı. Onu bulacağız. | Open Subtitles | دخل من هنا لكنه مصاب سنجده |
Ön kapıdan yürüyerek girdi. | Open Subtitles | دخل من الباب الأمامي |