Biz Samanyolu Galaksisi'nin bir köşesindeki küçük bir gezegenin sakinleriyiz. | TED | نحن سكان كوكب صغير في زاوية من مجرة درب التبانة. |
Ve o şimdi aynı tekniği Samanyolu'nu dolduran elektromanyetik uğultuya uyguluyor. | Open Subtitles | وانه يطبق الآن نفس التقنية الأزيز الكهرومغناطيسي الذي يملأ درب التبانة. |
Bundan, Samanyolu'nda teknolojik olarak ilerlemiş şu ana dek sadece bir tane medeniyet olduğunu sanırım anlıyoruz ki o da biziz, benzerimiz yok. | Open Subtitles | و أعتقد أن هذا يُفضي إلى أن هناك حضارة واحدة فقط متقدمة تقنياً في درب التبانة و لطالما كانت واحدة و هي نحن. |
Samanyolu galaksisi içinde yaklaşık 100 milyar yıldız var. | TED | يوجد نحو مائة بليون نجمة في مجرة درب التبانة. |
Eğer bu akşam parlak şehir ışıklarının ötesine çıkarsanız, Samanyolunun şaşırtıcı görüntüsünü görmek için yeterince şanslı olabilirsiniz. | TED | إن غادرت المدينة هذه الليلة بعيدًا عن الأضواء، فلربما يحالفك الحظ وتستطيع أن تشاهد منظرًا رائعًا لمجرة درب التبانة. |
Galaksimizin kalbindeki kara delikleri görüyoruz, Samanyolunda ve evrenin başka yerlerinde, zamanın kendisinin durduğu yerler. | TED | نرى الثقوب السوداء في قلب مجرتنا، في درب التبانة و في أماكن أخرى من الكون، حيث يبدو أن الزمن ذاته يتوقف. |
Eğer insan soyunun devamını istiyorsak, Samanyolu'nu kolonileştirmek zorundayız. | TED | إذا أردنا أن تدوم البشرية إلى الأبد يجب أن نحتل مجرة درب التبانة. |
Galaksilerin çoğu sarmal, kendi galaksimiz Samanyolu'na benziyor. | TED | معظم المجرات لولبية الشكل، كما في مجرتنا، درب التبانة. |
Aslında, o zamanlar Harvard'ın gözlemevinin başkanı, tüm evrenin Samanyolu'ndan ibaret olduğunu iddia eder, inatla savunurdu. | TED | في الواقع، رئيس مرصد هارفارد في تلك الفترة ألقى محاضرة ناقش فيها بأن مجرة درب التبانة هي الكون بأكمله. |
Bu gerçek bir galaksinin fotoğrafı. Samanyolu galaksimizin buna benzediğini düşünüyoruz. | TED | هذه صورة حقيقية لمجرة نحن نعتقد أن مجرة درب التبانة مثل هذه المجرة |
Onlar da tıpkı Samanyolu'muz gibi uçsuz bucaksız galaksiler. | TED | هي في الواقع مجرات أخرى و هي شاسعة الحجم كما هي درب التبانة |
İnsan uygarlığı nihayet tüm Samanyolu Galaksisi'ne yayılabilecek mi? | TED | هل بإمكان الحضارة الإنسانية أن تنتشر أخيرًا على كامل مجرة درب التبانة ؟ |
Bütün bu yıldızlar galaksimiz Samanyolu'nun bir parçası. | TED | وكل هذه النجوم ليست إلا جزءاً من مجرتنا، مجرة درب التبانة. |
Gördüğünüz gibi Samanyolu'nun merkezi çok parlak fakat bu yıldız ışığı değil. | TED | باستطاعتنا رؤية أن مركز درب التبانة متوهج، وهذا ليس ضوء النجوم. |
Çünkü eğer bir yıldızın yaşını ölçebiliyorsak Samanyolu'nun her yerine yayılmış altı milyon saatimiz var diyebiliriz. | TED | لأنه إذا اِستطعت قياس عمر النَّجم، فكأنه لديك 6 ملايين من الساعات منتشرة في مجرة درب التبانة. |
Samanyolu ve tüm Samanyollarının kendilerini patlatmak gibi rahatsız edici bir geçmişleri olduğunu düşünüyoruz. | TED | نعتقد أن درب التبانة وكل المجرات الأخرى، لديها هذا الماضي المزعج حيث يقومون حرفيًا بتفجير أنفسهم. |
İki fotoğraf da size Samanyolu gibi bir galaksinin etrafında bir bölge gösteriyor. | TED | كِلا هاتان الصورتان توضحان منطقة مُحيطة بمجرة تشبه درب التبانة. |
Samanyolu'ndaki milyarlarca yıldızın aksine bazılarının sadece birkaç yüz yıldızı var. | TED | يحتوي بعضها على مئات النجوم فقط، مقارنة بمئات المليارات من النجوم في درب التبانة خاصتنا. |
Düşünün ki Samanyolu'ndayız ve bir süpernova gerçekleşiyor. | TED | تخيلوا أننا في مجرة درب التبانة وحدثت ظاهرة المستعر الأعظم. |
Geçmişte Samanyolunun tarihinde genç bir galaksi iken bizler de muhtemelen bir kuasardık. | Open Subtitles | في وقت مبكر من مرحلة تكوّن مجرّة درب التبانة |
Samanyolunda 200 milyarın üzerinde yıldız var, beyinlerimizde ise 200 trilyon üzerinde nöral bağlantı var. | Open Subtitles | هناك أكثر من 200 بليون نجم في درب التبانة ولكن هناك أكثر من 200 ترليون وصلة عصبية في أدمغتنا |
Ve sonra, gece gitgide daha da karardıkça, Saman Yolu görünür... | Open Subtitles | وبعدها، وعندما تصبح السماء مظلمةً أكثر فأكثر، تظهر درب التبانة |