Duruşun yanlış. Vuruş pozisyonuna göre 90 derece yapacak şekilde dur. | Open Subtitles | إنك تقف بشكل خاطئ، قف بزاوية 90 درجة من إتجاه الكرة |
Salla şu orospu çocuğunu. Sancak tarafımızdan 30 derece dönüyor. | Open Subtitles | هزي إبن العاهرة هذا قادمة بإتجاه 30 درجة من الميمنة |
Şimdi elbette tüm bu sistemler bir derece güven gerektiriyor ve bu işleyişin mihenk taşı itibar. | TED | الان كل هذه الانظمة تتطلب درجة من الثقة، وحجر الزاوية لهذا العمل. هو السمعة. |
Bu cilginca hikayede herhangi bir derecede gerceklik payi... ...oduguna kendimi inandirma oyununa basladigim zaman... ...arastirmaya koyuldum. | TED | وهكذا ذهبت أبحث، حين بدأت هذه اللعبة لإقناع نفسي أن هناك درجة من المعقولية في كل هذه القصة المجنونة. |
O zamanlar, bugün sadece imrenerek baktığımız belli bir dayanıklılık derecesi vardı. | TED | كانت هناك درجة من المرونة ، إذا أردت ، في ذلك الوقت التي لا يمكن أن ننظر إليها الآن إلا بشيء من الحسد. |
Merhumu incelediğimde, öldürücü darbenin, sağ taraftan 17 derecelik bir açıyla geldiğini tespit ettim. | Open Subtitles | عندما عاينت الجثة ، كان أمرا جليا أن سبب الوفاة هو ضربة مميتة ضربة قوية من الزاوية بمقدار 17 درجة من اليمين |
Boşlukta 360 derece hareket etme özgürlüğü içinde beni kendimden geçirinceye kadar eğlence ve özgürlüğe doyuran bir tecrübe bu. | TED | لقد امتلكت حرفياً حرية الحركة ٣٦٠ درجة من الفضاء و الشعور بالنشوة والمرح والحرية |
Sadece milyonda 10 kadar bir bölümü 2.7 derece. | TED | هي 2.7 درجة من أصل 10 أجزاء من المليون. |
Asansörden 40 derece açıyla 25 metre ilerledik. | Open Subtitles | لقد مشينا 30 متر بزاوية 40 درجة من المصعد |
Biliyor musun, daha önce hiç 360 derece dönmemiştim. | Open Subtitles | نعلمين , لم اقم بالانعطاف 360 درجة من قبل |
Üçüncü derece yanık yüzünden ölmüş. En azından 900 derecelik bir alev topuna maruz kalmış. | Open Subtitles | لقد تعرض لصدمة تصل إلي 900 درجة من الموجات الصادمة |
Trelew ile coğrafi kutup arasında 187.7 derece var ama kızak eski olduğu için 1500 kilometre yana kayma payı ver. | Open Subtitles | تريليو على الدائرة رقم 187.7 درجة من القطب الجغرافي ولكن الزلاجة قديمة |
Hadi azimut noktasının açığından yaklaşalım. Son geçişten 30 derece açıyla. | Open Subtitles | لنقترب بزاوية سمت مقدارها 30 درجة من مسارنا الأخير. |
4 yıl önce 180 derece dönüp suçluları savunmaya başlamış. Neden acaba? | Open Subtitles | قبل أربع سنوات إنقلب 180 درجة من مقاضاة المجرمين الى الدفاع عنهم أتسائل لماذا |
Deneğe 45 derece açıyla tutarsanız yardımı dokunduğunu biliyorum ama donanımın çoğunu o yaptı. | Open Subtitles | اذا أشرت الى 45 درجة من الموضوع سوف يساعد لكنه تولى أمر الهاردوير |
Üçüncü gemi pruvanın 45 derece dışında. | Open Subtitles | الحاملة شارلي موجودة عند زاوية 45 درجة من قوس الميناء |
Birlik'in 44 derece batısındaki Yarımada hâlâ dayanmaya çalışıyor. | Open Subtitles | شبه جزيرة لا تزال قائمة على بعد 44 درجة من المنظمة |
Etrafındaki yerlerden yarım derece sıcak. | Open Subtitles | لا يزال ساخن بنصف درجة من الأنسجة المحيطة بها |
Çocuklarım gittikleri okuldaki dili bilmiyordu ve aklımdaki, yaşamımdaki bütün bu aksaklıklarla baş etme yöntemi, olacak şeyler üzerinde bir derecede kontrole sahip olmaktı. | TED | كان أولادي في هذا الوقت في المدرسة ولم يكونوا يتحدثون اللغة الألمانية، وظننت أن الحل لكل الاضطرابات في حياتي هو أن يكون لدي درجة من التحكم في الأحداث التي تجري. |
Etki derecesi kanıtlanmış tekniklerin listesini derleyerek başlayalım. | Open Subtitles | نبدأ من خلال تأليف قائمة من التقنيات التي أثبتت درجة من الفعالية بالفعل. |