Şu anda, haftada 3 düzine isabetimiz var. Bu yeterli değil. | Open Subtitles | لن تقوم بذلك مقابل ثلاث دزينات في الأسبوع هذا لا شيء |
Şu anda, haftada 3 düzine isabetimiz var. Bu yeterli değil. | Open Subtitles | لن تقوم بذلك مقابل ثلاث دزينات في الأسبوع هذا لا شيء |
Neredeyse tüm kimlikler, yani, bir düzine insanın temel topluluk düzeyinin ötesinde tümü, kurgusal bir hikâyeye dayalıdır. | TED | غالباً كل الهويات، أقصد، ليست على مستوى المجتمع الأساسي لمجموعة قليلة من دزينات الناس، والقائمة على قصة وهمية. |
Ve gül, hepsi on düzine, ve gösterileri ve akşam yemekleri ve San Francisco Symphony tarafından özel bir konser. | Open Subtitles | كل العشرة دزينات منه و العروض والعشاءات ، و الحفلة الموسيقية الخاصة لفرقة سان فرانسيسكو للسيمفونيات |
onlarca ödül, 17 ciltlik kitap ve okullarda okutulan tonlarca metne rağmen ben bile bu boktan yerde yiyip içmek zorundayım! | Open Subtitles | انا - مع ما املكه من 17 مجلدا، ومئات الجوائز، دزينات الرسائل التي تُدرّس - في المدارس حتى في أيامنا الحالية |
Tamam, yetkililer üç düzine antitoksin getirdi. | Open Subtitles | حسنا, مركز مكافحة الأمراض هنا مع ثلاثة دزينات من الجرعات مضادة السم |
O yüzden mi bana üç düzine lanet olası gül gönderdin? | Open Subtitles | ألهذا أرسلت لي 3 دزينات من الزهور اللعينة؟ |
O yüzden mi bana üç düzine lanet olası gül gönderdin? | Open Subtitles | ألهذا أرسلت لي 3 دزينات من الزهور اللعينة؟ |
Güney tarafında, birkaç düzine. | Open Subtitles | بالجانب الجنوبيّ، بضعة دزينات دون حساب عملاء فرقة العمليات الخاصة |
Üç düzine galaksi arasındaki en büyük yerel gurup bizdedir. | Open Subtitles | نحن أكبر أعضاء في مجموعتنا المحلية المؤلفة من حوالي ثلاث دزينات من المجرات |
Çocuklar, burada neredeyse bir düzine gizli kamera ve Eliot'un kontrol odasına yerleştirdiği böcek var. | Open Subtitles | شباب, هناك ما يقارب دزينات من الكاميرات المخفية |
Bu adam bir kaç düzine döşeme taşı için bana saldırdı. Onu soydun. | Open Subtitles | الرجل هاجمني بسبب بضع دزينات من حجارة الرصف؟ |
Bu bir düzine uluslararası yasayı çiğner. Böyle yapmak istediğimizden emin misin? | Open Subtitles | ،هذا يخالف دزينات من المعاهدات الدولية هل أنت واثق أننا نريد سلوك ذلك الدرب؟ |
Şarap kitabına göre, bundan altı düzine olması lazım. | Open Subtitles | وفقاً لكتاب النبيذ ينبغي أن يكون لدينا ستة دزينات من هذا |
Üç düzine adamım yolda, öğlende burada olurlar. | Open Subtitles | لدي ثلاثة دزينات من الرجال قادمين في الطريق، سيكونون هنا بحلول الغروب |
Beş düzine kurabiyeyi şeker ve baharatla süslemek gibi... | Open Subtitles | مثل تزيين 5 دزينات من الكعكات بالسكر والتوابل |
Lateks eldivenler, 60 santimlik tamik testeresi kafatası keskisi, endüstriyel et satırı üç düzine dayanıklı çöp torbası, on banyo havlusu on metre streç film ve iki sade kahve. | Open Subtitles | حسناً سأحتاج لقفازات لاتيكس، منشار، إزميل للجمجمة، ساطور الجزار، ٣ دزينات من أكياس القمامة، بعض المناشف الكبيرة، |
Bu hafta üç düzine gül, tatil biletleri, ve peluş bir oyuncak ayıcık yaktım, ve şimdi de... | Open Subtitles | هذا الاسبوع لوحده انا احرقت ثلاث دزينات من الزهور تذاكر رحلات بحرية و دب تيدي جميل ابيض .. والان |
Bir düzine çözülememiş davanın ikisinde tanıkların ifadesinde ...şüphe çekici beyaz araçlardan bahsediliyor. | Open Subtitles | بعيداً عن دزينات من القضايا المفتوحة، اثنان منهما كان لديهما تصريحات شاهد والذي يذكر شاحنات بيضاء مشبوه بها |
Kimliklerini tespit etmemiz gereken onlarca parça ve alıcı var. | Open Subtitles | يوجد دزينات من الأعمال الفنية والمشترين بحاجة لتكون معرفة. |
Dubrovensky onlarca klon yapmış olabilir. | Open Subtitles | كان يمكن أن ينتج دوبروفنسكي دزينات من المستنسخات, |