Ya stent için IR'da ya da benimle ameliyatta olmalıydı. | Open Subtitles | توجب أن يكون هذا الرجل في قسم الأشعة لتركيب دعامة |
Genellikle, arteri açık tutmak için metal ya da polimer bir stent yerleştirirler. | TED | يُدخِلون أيضاً وبشكل متكرر دعامة معدنية أو بوليمرية تُبقي على الشريان مفتوحاً. |
O kadar kötü ki sırt desteği kullanıyorum. | Open Subtitles | لقد كان الامر عصيباً حتى انني صنعتُ لنفسي دعامة ظهر |
- Geç mi başladınız? Patroniçemiz partiden önce, duvarın doğu tarafındaki desteği kontol etmemi istedi. | Open Subtitles | القائدة تريدني أن أفحص دعامة الحائط الشرقيّ قبل الحفل. |
İstikameti Arayıcı'yla aynı: Yaradılış Sütunları. | Open Subtitles | وجهتها هي نفس وجهة الباحث، إلى "دعامة الخليقة". |
Bacağına destek yapmamı istedi. Sürüdüğü için kızmayasın diye. | Open Subtitles | إنها تريد مني أن أصنع دعامة لساقها كيلا يزعجك سحبها لرجلها خلال المشي |
Red Sox takımından nefret ettiğimi düşünecek olursak korse takımı oldukça manidar olmuştu. | Open Subtitles | دعامة بوسطن ، و الذي هو مفارقة بإعتباري أكره الجوارب الحمراء |
Atardamardan önkol damar girişine stent takın. | Open Subtitles | مرروا دعامة أسفل الشريان العضدي إلى الشريان الكعبري. |
stent ya da cerrahi onarım gerekebilir. | Open Subtitles | ربما يحتاج إلى تركيب دعامة أو لعملية جراحية |
Buramdan bir tüp soktular ve sol koroner atardamarıma metal stent takıldı. | Open Subtitles | أنهم وضعوا أنبوبة هنا. ولديّ دعامة معدنية في شرياني التاجي الأيسر. |
Linda, orta yaşlı kalbine giden bir atardamarına stent takılmış bir kadın. | TED | "ليندا" هي إمرأة في منتصف العمر، ولديها دعامة مثبتة في أحد شرايينها الموصلة للقلب. |
Kalkan desteği daha kötü halde. | Open Subtitles | والأسوأ حالاً دعامة البريد، .لقدانحنت. |
Bence bu çok havalı bir gotik sırt desteği. | Open Subtitles | اعتقد انه مثل دعامة ظهر قوطيه رائعه |
Hiçbir bel desteği yok. | Open Subtitles | لايوجد فيها دعامة قطنية |
Gözyaşı Taşı'nı, Yaradılış Sütunları'na götürmelisin. | Open Subtitles | يجب أنّ تأخذ "حجر الصدع"، إلى (دعامة الخليقة). |
Taş'ı en kısa zamanda Yaradılış Sütunları'na götürmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أنّ نأخذ (الحجر) إلى دعامة الخلقّ بأسرع ما يمكننا. |
Taş'ı geri alıp Yaradılış Sütunları'na götüreceğiz. | Open Subtitles | سنستعيد (الحجر)، و سنأخذه إلى دعامة الخلقّ. |
Üzerinde yeşil gri çizgili bir giysi ve bacağında destek olmasından dolayı şort giyiniyor. | Open Subtitles | هو يرتدي قميص أخضر و فضي اليوم و بنطال قصير لأنه يضع دعامة كبيرة على قدمه |
Kanat destek bağlantısı tasarlayacaksın. Gerekli bilgiler hazır zaten. | Open Subtitles | ـ هو تصميم في تركيب دعامة جناح وأنت كنت متأخراً ـ حاضر سيدي |
Ona alıştığım için mi, yoksa destek olması için mi bilmiyorum ama ona ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا أعلم إذا ماكنت هي عادة أو دعامة لي، لكني أحتاجها. |
Kırık belkemiği... Çelik korse... | Open Subtitles | ظهره متعب، ويستخدم دعامة حديدية |
Kimse bana bel korsemi sormasın. | Open Subtitles | لا أحد يسألني بشأن دعامة ظهري |
Eğer kendimizi beni 3 gün boyunca Boyunluk takmak zorunda bırakan etrafı toz bulutuyla kaplı bilmediğimiz bir göbekte bulduğumuz zamanı kast ediyorsan hayır. | Open Subtitles | إذا كنت في اشارة الى الحادث حيث انتهى على دوار جديد محاطة بسحابة من الغبار و الذي وضعني في دعامة للعنق لمدة ثلاثة أيام. |
Çalışmalarında genelde sakatlığın fiziksel ve psikolojik etkilerine kafa yoruyordu; kendisini ıstırap içinde, ameliyattan çıkarken resmediyor veya sırt korsesi ve tekerlekli sandalye gibi nesneleri dahil ediyordu. | TED | غالباً ما كان يشغل تفكيرها الآثار الجسمية والنفسية للإعاقة في عملها؛ برسمها لنفسها وهي تتخبط بسبب الألم، أو متماثلة للشفاء، أو متضمنة أشياء مثل دعامة ظهرها وكرسيها المتحرك. |