Lily'nin onu davet ettiğinden eminim. Neden burada olmasın ki? | Open Subtitles | أنا متأكد أن ليلي دعتها لماذا لا تأتي هنا ؟ |
onu davet etti, biz de bir kontenjan vardır dedik. | Open Subtitles | زوجتك دعتها و افترضت أني أنا أيضا مدعو |
Dün süpermarkette karşılaşmış ve davet etmiş... | Open Subtitles | قابلتها في السوق التجاري البارحة و دعتها... |
Partiye o mu davet etmiş? | Open Subtitles | هل دعتها الى الحفلة. |
Kızımın öğretmeniydi. Eşim davet etmişti. | Open Subtitles | إنها معلمة طفلتي زوجتي دعتها للرحلة معنا |
Bir son dakika değişikliğiyle General Grant ve eşinin yerine Bayan Lincoln, yakın dostu Clara Harris ve nişanlısı Binbaşı Henry Reed Rathbone'u davet etmişti. | Open Subtitles | كبديل في آخر لحظة (للجنرال والسيدة (غرانت السيدة (لينكولن) دعتها (صديقتها العزيزة، (كلارا هاريس برفقةخطيبها (الرائد (هنري راثبون |
Şimdi o feci günü hayal edin, Küstah amiri onu şu ''her şeyi değiştirelim'' toplantısına çağırdı ve ona her bir hastasına kendini tanımlamasını istemesini söyledi. | TED | فتخيل ذلك اليوم الصعب، عندما دعتها مشرفتها الوقحة لاجتماع "تغيير كل شيء" وأخبرتها أن عليها أن تسأل كل واحد من زبائنها للتعرف عليه. |
Karın onu davet etti, bende ona eşlik etmek istedim. | Open Subtitles | زوجتك دعتها و افترضت أني أنا أيضا مدعو |
Karın onu davet etti, bende ona eşlik etmek istedim. | Open Subtitles | زوجتك دعتها و افترضت أني أنا أيضا مدعو |
Lily'nin onu davet ettiğinden eminim. Neden burada olmasın ki? | Open Subtitles | إني متيقن أنّ (ليلي) قد دعتها ، لمَ لا تأتي ؟ |
Annem davet etmiş olmalı. | Open Subtitles | -لا أدري, لابد أن أمي دعتها |
Olan biten için yakınarak küstah amirinin onu şu ''her şeyi değiştirelim'' toplantısına çağırdığını ve bu da yetmezmiş gibi yiyecek bir şey bile getirmediğini söyledi. | TED | وأنهت صراخها بالقول أن مشرفتها الوقحة دعتها لهذا الاجتماع "تغيير كل شيء" دون، دون، حتى، حتى، إحضار، إحضار طعام، طعام، طعام. |