Onu şovuma davet ettim, o da seni almamız gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | اسمع، دعوتها إلى عرضي و قالت أنه علينا المجيء و اصطحابك |
Ve Bayan Sinclair de kendisini Çin'e davet eden fakslar alıyor. | Open Subtitles | الآنسة سينكلير تَستلمُ فاكساتَ دعوتها إلى جزيرةِ فى لصين. |
İş için şehre gelmiş. Onu buraya davet ettim. | Open Subtitles | وهي في البلدة بخصوص العمل ، وأنا دعوتها إلى هنا. |
Onu bu hafta sonu çiftliğime davet ettim. | Open Subtitles | لقد دعوتها إلى مزرعتي لعطلة نهاية هذا الأسبوع. |
Beyaz bir dişi bana onu oyununa davet ettiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني الفتاة المضطربة بأنك دعوتها إلى الواجهة |
Kız şehrimizi yakıp yıkmakla tehdit ediyor ama sen onu şarap içmeye mi davet ediyorsun? | Open Subtitles | الفتاة هددت بحرق مدينتنا وانت تريد دعوتها إلى كأس من النبيذ؟ |
Ve her şeyi geride bıraktığımıza göre, bende onu buraya davet ettim. | Open Subtitles | و بنيّة وضع كل شيء خلفنا . لقد دعوتها إلى هنا |
Sanat eserlerini topladı, ben de mecburen davet ettim. | Open Subtitles | أنها تجمع الفنون، لذلك دعوتها إلى المعرض |
Onu özel toplantılarından birine davet ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك دعوتها إلى إحدى اجتماعات مجالس إداراتك الخاصة |
Bir gece onu köşedeki bara davet ettim. | Open Subtitles | وذات ليلة دعوتها إلى حانة التشريح |
Ben de bu yüzden bugün onu buraya davet ettim. | Open Subtitles | لهذا السبب دعوتها إلى هنا اليوم |
Her neyse, acaba bir gün onu plaj evine davet edebilir miyim merak ediyordum. | Open Subtitles | لا ،لا ،لا ،لا هل يمكننى دعوتها إلى |
Onu bir üçlüye davet etmeye uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نحاول دعوتها إلى علاقة ثلاثية، |
Onu buraya, Vatikan'ın basamaklarından Roma'nın kalbine geçsin ve tüm dünya görsün diye davet ediyorsun. | Open Subtitles | دعوتها إلى هنا ؟ "لقلب "روما "إلى داخل "الفاتيكان |
- Tabii ki. - Onu öğle yemeğine davet et. | Open Subtitles | ـ بالطبع سنفعل ـ عليك دعوتها إلى الغذاء |
Onu bu akşam Geranium'da yemeğe davet ettim. | Open Subtitles | لقد دعوتها إلى تناول العشاء في مطعم |
Belki de onu kendisini dışlanmış hissedeceği... bir aile olayına davet etmek iyi bir fikir değildi. | Open Subtitles | أتعلم ماذا يا (جاستن)؟ ربما لم تكن فكرة جيدة دعوتها إلى حدث عائلي حيث ستشعر أنها غريبة |
Onu buraya neden davet ettin? | Open Subtitles | لماذا دعوتها إلى هنا؟ |
Ve evde içki içmeye davet etmemen. | Open Subtitles | وليس دعوتها إلى الشقه للشرب |
Onu içeri davet ettin. | Open Subtitles | لقد دعوتها إلى هنا |