"دعوتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • davet
        
    • aradım
        
    • dua
        
    • teklif ettim
        
    Evinin arkasındaki çukurla ilgili bir makale yazması için bir gazeteci davet ettim. Open Subtitles لقد دعوتُ مراسلة لمجيء لتعمل مقالة حول الحفرة التي وراء بيتك
    Elbiseleri annem seçti ve ben onu mutlu etmek istiyorum çünkü düğüne babamı davet ettim. Open Subtitles وإنّي أحاول إرضائها، لأنّي دعوتُ والدي إلى حفل الزفاف.
    Bu akşam bizi akşam yemeğine davet ettirdim. Bunu çözmelerine yardım edeceğiz. Open Subtitles لقد دعوتُ أنفسنا لتناول العشاء هناك الليلة علينا مساعدتهم لأصلاح الأمور
    Her yerde seni aradım. Tanrı'ya, İsa'ya burada olmayasın diye yakardım. Fakat buradaymışsın. Open Subtitles بحثتُ عنكِ في كلّ مكان، دعوتُ ربّي لئلّا أجدكِ هنا، لكن ها أنتِ ذي.
    Carla, bir kadına bir daha söylememek için dua ettiğim bir şeyi söyleteceksin. Open Subtitles أنتِ تجبريني لقول ما دعوتُ ألاّ أقوله مجدداً لامرأة
    Onun için bende hukuk fakültesinden bir temsilciyi benim emrim altındayken nasıl mutlu olduğunuzu görsün diye davet ettim. Open Subtitles لذلك دعوتُ نائبًا من كلّيّة القانون لترى عن كثبٍ كيف أنّكم مسرورون تحت وصايتي؟
    Yaşam koçumu buraya davet ettim. Umarım sorun olmaz. Open Subtitles دعوتُ آخصائية أمور الحياة الخاصة بي، أمل بأنكم لا تمانعون بهذا.
    Liam'ı threesome yapmaya davet eden bendim. Open Subtitles لقد كنتُ أنا التي دعوتُ ليام للجنس الثلاثي معي أنا وأيمي.
    Arkadaşlarımı doğum günü partime davet ettim. Open Subtitles دعوتُ أصدقائي لحفلة عيد ميلادي
    Bekarlığa veda partin efsanevi olacak. Şimdiden telefonundaki herkesi davet ettim. Open Subtitles لقد دعوتُ بالفعل كل من علي هاتفك
    Kendimi davet ettirebilir miyim? Open Subtitles هل يكون مُناسباً أن دعوتُ نفسي؟
    Yeni patronumu akşam yemeğine davet ettim. Open Subtitles لقد دعوتُ رئيستي الجديدة في العمل ...للعشاء هذهِ الليلة
    Öğle yemeğine bütün aileyi davet ettim. Open Subtitles دعوتُ العائلة كلّها لتناول طعام الغداء.
    Aslında babanı davet ettim. Open Subtitles لقد دعوتُ والدك في الحقيقة.
    Oh, bak. Çingeneleri davet ettim. Open Subtitles أنظري، دعوتُ الغجر
    Yeğenim Marianne'i yarın için akşam yemeğine davet ettim. Open Subtitles عشية يوم غد, لقد دعوتُ ابنة أخي (ماريان), على العشاء.
    Evet, bazı eski dostlarımı aradım. Open Subtitles دعوتُ بعض الأصدقاء القدامى، أجل
    Sana söylediğim gibi dün sizden sonra Marty'yi aradım. Open Subtitles إذاً "ديان", دعوتُ "مارسيل" مباشرة بعد أن رننتِ لي بالأمس.
    Sonra da emlakçıyı aradım. Open Subtitles ولذلك دعوتُ وكيل العقارات
    Bir süre uzaklarda kalırsın diye dua etmiştim evladım. Open Subtitles لقد دعوتُ لكَ بأنّكَ سوف تبقى بعيدًا، يا بُني
    Ben de onu kutusundan çıkarıp masanın üstüne koydum ve saatler boyunca dua ettim. Open Subtitles لذا أخرجته من الصندوق ووضعته على الطاولة ثم دعوتُ من كل قلبي لعدّة ساعات
    Dahası da var: Ben ve bu kız. Bir keresinde çıkma teklif ettim, ...hayır dedi ve biraz utanç verici oldu. Open Subtitles المسألة أكبر من ذلك دعوتُ تلك الفتاة مرّة للخروج معي ورفضت، فشعرتً بالإحراج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more