Bir dakika önce eve gitmek istedi... ama sen onu umursamadığın için... canı sıkıldı, ve soğuk çorba içti. | Open Subtitles | من دقيقة فقط كانت تريد أن تذهب لبيتها ولكن منذ أن تجاهلتها فقد أصيبت باليأس ولهذا تناولت مشروب الجازباتشو |
Profesör, eğer bize Bir dakika verirseniz ortada büyük bir yanlış anlaşılma var ve eminim ki bütün bunları çözebiliriz. | Open Subtitles | أيها الأستاذ إذا أعطيتنا دقيقة فقط إنه هذا هو سوء فهم رهيب و أنا متأكد من أنه يمكننا التوصل لحل |
- Saklanmamız gerekmiyor mu? - Bir dakika. Hayalet benle konuşmalıyım. | Open Subtitles | أليس بالمفترض أن نختبئ دقيقة فقط ,اريد أن اتكلم مع شبجي |
Sadece Bir saniye, evlat. Avukatlar, ara veriyor. Eşyalarınızı bırakın. | Open Subtitles | دقيقة فقط يا بُني ، المحامين سوف يأخذون استراحة |
Özel vakıf hesaplarını bulmak ve tüm bakiyelerini teker teker tek bir transfer emrine aktarmak için kırk dakikan olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك 40 دقيقة فقط لكي تضع حسابات الوديعة الخاصة و تدمج كل الحسابات يدوياً في خط تحويل مالي واحد |
Bakın, eğer ne kazandığınızı öğrenmek bir kaç dakika daha verirseniz, eminim pişman olmayacaksınız. | Open Subtitles | انظر ، إذا أخذت دقيقة فقط للاستماع لما لديّ أنا متأكّدة أنّك لن تأسف لذلك |
Oldukça hızlı bir duş olacak. Bir dakikaya dönerim. | Open Subtitles | سوف أتسبح بسرعة سوف يستغرق دقيقة فقط |
Saatler geçmiş gibi geliyordur fakat yalnızca on Bir dakika olmuştur Şöyle düşünürsünüz: “Neden kendime işkence ediyorum ki? | TED | إنها تشعرك بأن ساعات قد انقضت، إلا أنها كانت إحدى عشرة دقيقة فقط. وقد تتساءل: "لماذا أقوم بتعذيب نفسي؟" |
Konuşma taraftarıyım ama, Bir dakika için kes sesini! | Open Subtitles | أنا جاهز للمحادثة لكن ربّما يمكنك أن تسكتي لمدّة دقيقة فقط |
Konuşma taraftarıyım ama, Bir dakika için kes sesini! | Open Subtitles | أنا جاهز للمحادثة لكن ربّما يمكنك أن تسكتي لمدّة دقيقة فقط |
Bir dakika. Krimulac gezegenini kurtarmalıyım. | Open Subtitles | خلال دقيقة فقط يجب علي أن أحفظ كوكب كريميولاك |
Burda Bir dakika bekleyin | Open Subtitles | حسنا يا رجال إنتظروا هنا لمدّة دقيقة فقط |
Güvenlik kimliklerinizi basmama sadece Bir dakika var. | Open Subtitles | متحمسة لرؤية اينها سيستغرق ذلك دقيقة فقط لكي يتم طباعة شارات الأمن |
Bana Bir dakika izin ver. Bir dakika izin ver de şu düşüncelerimi bir toparlayayım. | Open Subtitles | أعطني دقيقة فقط أعطني دقيقة لأرتب أفكاري , هل ستفعل ؟ |
Bir dakika, siz Charlotte'i almak istiyorsunuz bunu halledebiliriz. | Open Subtitles | دقيقة فقط يجب أن تصلوا إلى شارلوت يمكننا فعل ذلك لا |
Evet, tamam. Bana Bir dakika ver. Onaylamam gerekiyor. | Open Subtitles | نعم، حسنا، أمهلني دقيقة فقط مازلت أحتاج لأن أتحقق |
Aptal değilsin. Bu adamlar profesyoneldir sadece Bir saniye yeter.ve bam! | Open Subtitles | لا أعتقد أنك غبي، هؤلاء الرجال محترفين، يحتاجون دقيقة فقط وهاهم عند الباب! |
Bir saniye. | Open Subtitles | أعطنى دقيقة فقط |
Beni dinle, en fazla 15 dakikan var. Duyuyor musun? | Open Subtitles | تبقت لديك خمسة عشر دقيقة فقط ، أسرع ، هل تسمعني ؟ |
Eğer ne kazandığınızı öğrenmek bir kaç dakika daha verirseniz, eminim pişman olmayacaksınız. | Open Subtitles | إذا أخذتِ دقيقة فقط للاستماع أنا متأكّدة أنّكِ لن تأسفِ لذلك |
Duştan yeni çıktım, Bir dakikaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | -حسنٌ . لقد خرجت لتوي من الإستحمام امهلني دقيقة فقط. |
Ortadoğu'daki en yakın dostumuz İsrail, hem de Beyrut'a 20 dakikalık bir mesafede. | Open Subtitles | أسرائيل هي أفضل صديقة لأمريكا في الشرق الأوسط وهي مسافة 20 دقيقة فقط من بيروت |
Bi dakika, Rana. | Open Subtitles | دقيقة فقط "رنا" |
Bu olduktan sonra bağlantı tamamen kesilmeden önce herkesi buraya getirebilmemiz için 90 dakikamız olacak. | Open Subtitles | عندما يحدث هذا سيكون لديك 90 دقيقة فقط للحصول على الجميع من خلاله قبل ان يتحلل الممر تماما |
Soru da şu: Büyük annenizle sadece 45 dakikanız olsaydı kimi hatırlamak isterdiniz? | TED | والسؤال هو من تريد أن تتذكر لو كان عندك 45 دقيقة فقط مع جدتك؟ |
O bu işi tam 1400 dakikada (23s 20 dk) yapmayı başardı. | TED | لقد نجح في القيام بتلك العملية في 1400 دقيقة فقط |