| Arkada geçen yunus şeklindeki botları görüyorsunuz. | Open Subtitles | في الخلفية، يمكنكم رؤية قوارب على هيئة دلافين من خلال النافذة |
| yunus akvaryumlarının sinir sistemleri balık odalarıdır. | Open Subtitles | المركز العصبي لأيّ حوض دلافين هو منزل الأسماك |
| Bu işe başladığımda, sadece üç yunus akvaryumu vardı. | Open Subtitles | عندما بدأتُ العمل كانت هناك ثلاثة أحواض دلافين فحسب |
| Bilirsin,bu yer eşsiz,eğer şanslıysan güneş batarken... çığlık atan siyah Yunuslar ortaya çıkar. | Open Subtitles | في بعض الأيام حين غروب الشمس تخرج دلافين سوداء وتتحدث مع بعضها حقاً؟ |
| Bilirsin,bu yer eşsiz,eğer şanslıysan güneş batarken... çığlık atan siyah Yunuslar ortaya çıkar. | Open Subtitles | في بعض الأيام حين غروب الشمس تخرج دلافين سوداء وتتحدث مع بعضها حقاً؟ |
| yunusları düşünürsek... sahile vurmuş yunusları, | Open Subtitles | ..لو فكرنا بالدلافين ,في حالة دلافين الشاطيء |
| Aklımdaki şey, ...koyda yunus olmadığı bir gece, ağacın dalını kesip kamera koymayı deneyebilirim... | Open Subtitles | ما أفكر به، هو أن نذهب إلى هناك وأستخدم ذلك الموقع الذي يحوي غُصناً وأزيل ذلك الغصن في ليلة لا توجد بها دلافين |
| Farklı yunus kullanıyorlar. Onu sadece araştırıyorlar. | Open Subtitles | بل يستخدمون دلافين أخرى وهي مخصصة للأبحاث فقط |
| Kuyruğunun tamamını kaybedip hayatta kalan bir yunus görülmemiş. | Open Subtitles | ليس هناك دلافين تفقد ذيلها باكملها وتنجو |
| İçi yunus dolu gölcükler varmış, insanlar onlarla yüzebiliyormuş. | Open Subtitles | لديهم مسبح وفيه دلافين ويمكنك السباحه معها |
| Sadece sahilde bazı koruyucu önlemler, ve bilmiyorum belki, insanların birlikte yüzebileceği beş yada altı yunus. | Open Subtitles | مجرّد حلقة صغيرة من خمس أو ستّ دلافين ربّما؟ حتّى يسبح الضيوف معهم |
| Şaşı bir yunus oyuncakları var şimdiye kadar gördüğüm en tatlı şey. | Open Subtitles | لديهم دلافين محولة وهي ألطف ما رأيت في حياتي |
| Ayrıca seni fahişe yunus eğitimcisi gibi de giydirir miydi? | Open Subtitles | هل جعلك أيضاً ترتدين مثل مدربة دلافين فاسقة؟ |
| Domuz balığı ya da yunus olabilir. | Open Subtitles | لعلها، خنازير البحر. و على الأرجح أنَّها دلافين. |
| Siz Yunuslar nasıl bir tuna ağına takıldınız bilmiyorum.... ...ama boğuluyorsunuz orada! | Open Subtitles | الأن ,لا أعلم ما نوع شبكة سمك التونة التي تسبحون إليها يا دلافين لكنكم تغرقون هناك |
| Burada, denizden bin 500 kilometre uzakta Yunuslar bulunur. | Open Subtitles | وهنا على بعد 1000 ميل من البحر توجد دلافين |
| Adadaki bütün Yunuslar... onların torunlarıdır. | Open Subtitles | البعض يقول بأنهم وجدوا بعضهم البعض في السماء والبعض يقولون انهم تحولوا إلى دلافين لأن الدلافين عندما يتزاوجون لا يفترقون عن بعض أبداً |
| Bu türler bazen hemcinsleriyle çiftleşir. Şişe burunlu Yunuslar, orkalar, gri balinalar, foklar ve Batı Hindistan Denizayıları. | Open Subtitles | دلافين Bottlenose , orc s، حيتان رمادية، الميناء يَخْتمُ وm n tees هندي غربي. |
| - Plajdaydık ve bütün Yunuslar orada bizi izliyordu. | Open Subtitles | - لقد كنا على الساحل - ولقد كان هنالك دلافين تتفرج علينا |
| Pasifik beyaz yavru yunusları. | Open Subtitles | دلافين المحيط الهاديء بيضاء الجانب |
| Yunustur belki. | Open Subtitles | ربما دلافين |