Bakın, bana kesin kanıt getirin, olası nedeni bulun ben de kelepçeleri kendi ellerimle takayım. | Open Subtitles | ،انظر، احضرا لي دليلاً قاطعاً ،رسخا سبباً مرجحاً لكي أضع الأصفاد على الرب نفسه |
Kaçırıldığına dair kesin kanıt olmadığı müddetçe Amber alarmını* devreye sokmayacaklarmış. | Open Subtitles | لذا فإنهم لن يقوموا بنشر التعميم ..... إلا إذا كان هناك دليلاً قاطعاً على أنها تم اختطافها |
...tutuklamak için sağlam kanıt gerekliydi. | Open Subtitles | -لكننا إحتجنا دليلاً قاطعاً للقبض عليه |
Harley Johns ile üç kardeşi baş şüphelilerimiz ama sağlam kanıt yok. | Open Subtitles | لا يزال (هاري جونس) و أشقاؤه الثلاث مشتبهون بهم من الدرجة الأولى لكننا لا نملك ضدهم دليلاً قاطعاً |
Elimizde köstebek olduğuna dair kesin bir kanıt olmadığı sürece CIA başkanına meydan okuyamayız. | Open Subtitles | نتوقف. لا يمكننا التبليغ عن مدير السي آي إيه إن لم نكن نملك دليلاً قاطعاً أنه الخائن. |
kesin bir kanıt buluncaya kadar onu yargılamayacağımız diye anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ اننا إتفقنا أن لا نحكم عليه إلى أن نجد دليلاً قاطعاً |
Ben burada kesin bir kanıt göremiyorum, Shaw. | Open Subtitles | لا أرى دليلاً قاطعاً يا شو |