Atalarımız kanlarını, terlerini, ve gözyaşlarını bir yığın salağın buraya gelip üzümleri denemeleri için akıtmadılar! | Open Subtitles | إن أجدادنا لم يبذلوا دمائهم و عرقهم و دموعهم لمجرد أن يأتي هنا مجموعه من المنحلين |
Ama kadınlar, herkesi kandırmak için gözyaşlarını kullanırlar. | Open Subtitles | لكن النساء يستخدمون دموعهم لخداع أى شخص |
Cehennem Tanrıçaları öç tanrıçalarıdır! gözyaşları kanlıdır, ve saçlarında yılan vardır. | Open Subtitles | الفيوريس آلهة الإنتقام دموعهم من الدماء ولديهم ثعابين بدلاً من الشعر |
Drama Kulübüne de söyleyin, gözyaşları bugün gerçek olacak. | Open Subtitles | وقولوا لنادي الدراما أن دموعهم ستكون حقيقيةً اليوم. |
Kokpitin gerisindeki ilk bölümde gözyaşları içinde kadınlar ve gözyaşlarına hakim olmaya çalışan Gizli Servis ajanları oturuyordu. | Open Subtitles | في الجزء الاول قريباً من المقصورة امرأة تعوي و عملاء سريون يحاولون عدم اظهار دموعهم |
Ona adadıkları gözyaşlarıyla gördüler, yine öyle görecekler. | Open Subtitles | -لقد رأوها من خلال دموعهم و سيفعلون مجدداً |
Yağmur yanaklarından acı gözyaşlarının izlerini siliyor. | Open Subtitles | بينما المطر يطهر خدودهم و الملح يسقط مر من دموعهم |
Onları dinlerdim gözyaşlarını silerdim yalnız kalmalarına izin verirdim. | Open Subtitles | لقد أصغيتُ إليهم... مسحتُ دموعهم... وتركتهم يستمتعون بلحظاتهم الأخيرة |
Yaşlılar ve gençleri kusursuz bir anlayış içinde bir araya getirebilecek hiçbir sihir olmadığı için onların kahkaha ve gözyaşlarını bile anlayamıyoruz. | Open Subtitles | "ضحكاتهم و دموعهم لا نفهمها حتى. لذلكلايوجدسحر سيجعلنانفهم بعضنا..." نحن الشباب و الشيوخ. |
gözyaşlarını kurulayacak vaktiniz olmuyor | Open Subtitles | فليس لديك وقتا لتجفف دموعهم |
Ama Joan gelip yerden kaldırır tozu toprağı sirkeler, gözyaşlarını siler yine yollardı onları. | Open Subtitles | لكن (جون) تخرج وحسب، تدخلهم. تنفض الغبار عنهم، تجفف دموعهم وتعيدهم للخارج من جديد. |
Ve onların gözyaşlarını yaladığın zaman... | Open Subtitles | ...و عندما تلعق دموعهم عند حدوث هذا |
Oğlum için döktükleri gözyaşlarını anlatıyorlar. 10 yaşında bir çocuğun YouTube'da oyunu oynadığı görüntüleri paylaşmasını veya uçakta bir doktorun cep telefonunda bu oyunu oynadığını görmek veya bir profesörün birinci sınıf felsefe öğrencilerine Joel'ı tanıtması, kederimi biraz hafifletiyor. | TED | يصفون دموعهم التي ذرفوها لأجل ابني، وهذا يخفف من ثقل حزني قليلًا عندما أعرف أنني شاركته مع طفل في العاشرة يشاهد مراجعة لعبة على YouTube، أو طبيب يلعب على هاتفه أثناء رحلة طيران، أو أستاذه جامعية تقدّم "جويل" لطلابها في صف الفلسفة. |
Yani böyle gözyaşları falan donmamış. | Open Subtitles | مثل, انهم يخرجون رقاقات الثلج من دموعهم او ايا يكن |
Bırak onların gözyaşları kalbini temizlesin. | Open Subtitles | دع دموعهم تطهر قلبك |
Her yıl burada gözyaşları sel olur! | Open Subtitles | ! في كل سنة، يتجرّع الكثيرون دموعهم هنا |
Johannesburg'da çoğunlukla orta-sınıf ve beyaz bir kitleye çalma olanağım oldu. Sonunda gözyaşlarına boğuldular çünkü gerçekten kalbe dokunan, bu trajedinin doğasına bütünüyle değinen film klipleri kullandım. Insanlar genelde bunlardan kaçarlar çünkü bitkin düşerler ve neyin çözüm olacağını bilmezler. | TED | وهنا في جوهانسبرج .. حيث اعطيت الفرصة للعزف للمجتمع الابيض هناك .. وللطبقة المتوسطة والذين خرجوا من العرض يكفكفون دموعهم لانني استخدمت بعض ملفات الفيديو والتي لامست قلوبهم حينها .. والتي كانت تنقل صورة واقعية للمأساة التي كانت تحدث هناك والتي كان يحاول الناس اغماض اعينهم عنها لانهم أضعف من مواجهتها ولانهم لا يعرفون ماهي الحلول الملائمة لها |
Çok ağladılar ve gözyaşlarının yanaklarında donduğunu hissettiler. | Open Subtitles | نحبوا وشعروا بتجمد دموعهم على خدودهم |