"دواءه" - Translation from Arabic to Turkish

    • ilaçlarını
        
    • ilacını
        
    • İlaçları
        
    İlaçlarını alması için çalışıyordum ve birden çıldırdı. Üzerime atladı. Open Subtitles حاولت أن أساعده ليتناول دواءه ولكنه ثار.
    Sizin ve kendisinin, ilaçlarını vermediğiniz yüzünden öldüğünü iddia ediyor. Bu saçmalık. Open Subtitles انها تدّعى أنكما تسببتما فى وفاته عن طريق حجز دواءه
    Babam ilaçlarını kaybetti. Yeni reçete için buradayız. Open Subtitles والدي فقد دواءه اضطر للمجيء لأخذ وصفة أخرى
    Yeni ilacını almaya bu sabah başladı ve etkisi çok iyi oldu. Open Subtitles لقد بدأ يأخذ دواءه الجديد هذا الصباح , و لقد أظهر نتائج رائعة
    Ross'un beyin ilacını almayı unuttuğunu farkettim. Open Subtitles من ؟ لقد اكتشفت ان روس نسي ان يأخذ دواءه العقلي
    İlaçları bağışıklık sistemini kasıp, çok sayıda alerjik reaksiyona neden olan bir eczacı, hiç biri, neye bakacağını bilmediğin takdirde tespit edilemez. Open Subtitles صيدلي تتسبب جُرعات دواءه في الإستيلاء على الجهاز المناعي للجسد والتسبب في أى عدد من ردود الفعل التحسسية كل رد فعل منهم من المُستحيل تحديده
    O bana onun lanet olası ilaçlarını satın aldığım sürece, kanserin gerileyeceğini benim iyileşeceğimi söyledi. Open Subtitles كان يقول لي باستمرار ان السرطان سيتعالج ويبقى في الخلف طالما اشتري دواءه التافه
    - Daha fazla hipnoterapi yapıp ilaçlarını arttırmayı düşünüyorum. Open Subtitles -أريد إجراء المزيد من جلسات التنويم المغناطيسي .. وزيادة جرعات دواءه.
    Ona ilaçlarını verecekti ve onu durdurdum. Open Subtitles كانت ستعطيه دواءه, وأنا أوقفتها
    Ama striptizciler ilaçlarını aldılar ve sanırım bir tanesinin hemşire kıyafeti vardı. Open Subtitles ولكن... الرّاقصتين تملكان دواءه وأعتقدُ أنَّ احداهما تملك زيَّ ممرّضة.
    İlaçlarını alıp almadığını merak ediyorum da. Open Subtitles أتساءل ما إذا تناول دواءه
    İlaçlarını alması için ikna etmeye çalışıyordum. Open Subtitles أحاول أن أجعله يأخذ دواءه.
    Anne, Bob'a ilaçlarını yine vermemişsin. Open Subtitles أمى انتِ لم تعطى بوب دواءه
    Sherry'nin beni, Alan'a ilaçlarını vermemeye ikna etmesine izin verdim. Open Subtitles تركت (شيرى) تقنعنى بألا أعطى (ألان) دواءه
    Ancak, Julia'nın Alan Milliken'a ilaçlarını vermesini engellediğin kısmını unutmuşsun. Open Subtitles عدا أنكِ نسيتى جزء منعكِ لـ(جوليا) من إعطاءه دواءه
    Bir tür mantar. İlacını bulamadım. Open Subtitles نوعاً من الفطريات، ولم أجد دواءه
    Ve bir taraftan da... ilacını şunlarla değiştir. Open Subtitles وفي هذه الأثناء... قم باستبدال دواءه بهذه
    Tony burada işte. Ona ilacını ver ve cumartesi geri getir. Open Subtitles إليك "توني"، أعطه دواءه وأعده يوم السبت.
    Ona ilacını vermeye çalıştım. Open Subtitles حاولت أن أعطيه دواءه
    Kapa çeneni! Ona ilacını verin. Open Subtitles اصمت اعطوه دواءه
    İlaçları da mutlaka saatinde verilmeli. Open Subtitles دواءه أيضا يسير فى جدول منظم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more