İşte bu bizim direksiyon ve fren pedalı bulundurmayan tamamen sürücüsüz arabamızın prototipi. | TED | هذا نموذج لمركبة قيادة ذاتية تامّة من صنعنا، والتي بنيناها دون عجلة تحكم أو دواسة فرامل. |
Zack, elime bastır, gaz pedalı gibi. | Open Subtitles | زاك، ودفع إلى أسفل على يدي، مثل دواسة البنزين. |
Tek yapman gereken... vitese takıp... gaza basmaktır... ve sürmek. | Open Subtitles | تضعها على ترس التعشيق وتضغط دواسة الوقود ثم وجهها |
Amatörler nitrojen kullanmaz. Seni sürerken gördüm. gaza fazla basıyorsun. | Open Subtitles | أن الهاوون لا يستخدمون النيتروز وأنا رأيتك وأنت تقود، أن قدمك ثقيلة على دواسة الوقود |
gazdan ayağını çeken biri yayı esnetmektedir. | Open Subtitles | عندما يضغط الشخص على دواسة الوقود يزيد من السرعة |
Kendine has tekli sistemiyle bir o Pedala, bir bu Pedala yükleniyor. | Open Subtitles | وقال انه يحتفظ ختم دواسة واحدة، ثم ختم الآخر، في أسلوبه ثنائي. |
gaz pedalına bas, basınç ver, yakıt pompala, başlangıç motoruna öncelik ver... | Open Subtitles | دواسة البنزين إضغط, على مضخة الوقود أبدآ فى تعبة محرّك , أحترس |
Debriyaja pompalamayı denedin mi? | Open Subtitles | هل حاولت أن تدوس على دواسة الفاصل لترى... أذا |
Şu an tek yaptığım, sen duvara doğru sürerken fren pedalı olmak. | Open Subtitles | كل ما أفعله الآن هو أن أكون دواسة كابحة لك بينما انت متجه للحائط |
Dean gitti. Onun için bir taksi çağırdım. Porsche'un debriyaj pedalı bozulmuş. | Open Subtitles | ديين رحل , لقد طلبت له سيارة اجرة لأن دواسة القابض في سيارته البورش لا يعمل |
Neredeyse pedalı var yürümesi için. | Open Subtitles | أي وقت أن كنت بالكاد تبّدل على دواسة لجعل جهاز كمبيوتر يعمل. |
Para için yarışırız Ama basınca gaza | Open Subtitles | نحن نتسابق من اجل المال لكن عندما اكبس دواسة الوقود |
Son sürat gaza bas ve eğil. | Open Subtitles | ضعي قدمك على دواسة البنزين ولكن ابقي منخفضة |
Ayağını gazdan çekme ve kalkma. | Open Subtitles | ضعي قدمك على دواسة البنزين ولكن ابقي منخفضة |
Tam ikinci tura başlayacağım için ayağımı gazdan çekecektim. | Open Subtitles | أوشكت أن أرفع رجلي عن دواسة الوقود داخلاً المنعطف الثاني |
Yani Pedala tabana kadar basmak gibi olur. | Open Subtitles | ومثل هذه الحالة كأنه ضغط على دواسة الوقود بقوة حتى لامست الأرضية |
Onlar, gaz pedalına köküne kadar basıyorlar, hadi genetiği tasarlanmış bebekler yapalım. | TED | واعتقادهم هو، الدوس على دواسة الوقود، والانطلاق بأقصى سرعة تجاه صناعة الأجنة المعدلة وراثياً. |
Debriyaja bas bakalım. | Open Subtitles | إضغطي دواسة الكابح. |
Şimdi yavaşça gazı kes. Bir bebeğin poposu yumuşaklığında. | Open Subtitles | والآن بهدوء على دواسة الوقود المس بنعومة كؤمرخة طفل ملساء |
Demek ki bu pedal basma izi delili kesin değil. | Open Subtitles | هيا , هذا يعني أدلة الأثر على دواسة الوقود ملتبسة |
Merak etme tatlım, döner dönmez hemen debriyaj pedalını değiştireceğim. | Open Subtitles | لا تقلقي عزيزتي . سوف نستبدل دواسة القابض عند عودتي |
- Fren pedalında. "Osmunda"! Yani eğreltiotu kökü. | Open Subtitles | ـ وجدت جذع من نبتة السرخس على دواسة الفرامل |
Pek çok açıdan, ...bizim jenerasyon gaz pedalından ayağını kaldıracak ve bunu yavaşlatma şansına sahip son nesil. | Open Subtitles | بطرق عدة، جيلنا هو واحد مع جهة مشاركة على دواسة الوقود الذي يدفع فقط أن خنق أسفل. |