Buralarda hava setleşir. Dougie oradaki güneşi sever. | Open Subtitles | انها تصبح قاسيه هناك دوغي يحب الشمس هناك |
Kulağa eğlenceli geliyor Dougie ama yapacak çok işim var. | Open Subtitles | هذا يبدوا ممتعاً دوغي لكن لدي الكثير من الأعمل لأقوم بها لذا قوم بفعل ذلك |
Dougie , televizyona çıkmakta emin misin? | Open Subtitles | دوغي , هل انت متأكد من انك تريد ان تكون على التلفاز ؟ |
Frat'in adamları. Doogie. Yani, şu tatlı kızlar bile gülüyordur. | Open Subtitles | هذا الرجل و دوغي انا أعني , حتى هذه الفتيات |
Doogie Howser gösterimden kalkali 20 yil falan olmustur. | Open Subtitles | دوغي هاوسر توقف عن العرض منذ عشرين سنة تقريبا |
Şimdiden Dwayne ve Dougie'yi iki kez ayırmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | كان علينا تفريق "دوين" عن "دوغي" مرتان حتى الآن. |
Dougie'ye öyle benziyor ki, sanki kocam hayata geri dönmüş gibi. | Open Subtitles | إنه يشبه "دوغي" للغاية. أشعر وكأن زوجي قد عاد للحياة. |
Dwayne, Dougie doğal nedenlerle, kalp krizinden ölmüş. | Open Subtitles | "دوين"، مات "دوغي" ميتة طبيعية، نوبة قلبية. |
Tatlım, Dougie'nin getirdiği adamı gördün mü? | Open Subtitles | عزيزتي , هل رأيتي ذلك الشاب الذي اصطحبه معه أبن عمك " دوغي "؟ |
benimle dalga mı geçyorsunuz. Dougie'yi bu yüzden mi kontrel ediyormuş? | Open Subtitles | لا بد من أنك تمزح لهذا راقب (دوغي) من أجل اللعبة؟ |
Dougie, North Carolina'daki hükümet köşkünde dolanan bir veletken bile hangi çocuğun gey olacak diye sorsalar onu seçerdim. | Open Subtitles | منذ أن كان " دوغي " صغيراً " يحوم في " كارولاينا الشمالية |
Tabi bu çok önceydi. Dougie gitti. | Open Subtitles | ولكن مر على ذلك وقت طويل دوغي" القديم رحل" |
Dougie doğaüste bölgeye doğru gidiyordu. | Open Subtitles | بو" : "دوغي" كان يمر بمرحلة" غامضة آنذاك |
- Ben Jessica'yı bulayım. Sen de Dougie'yi kap. - Benzin istasyonunda. | Open Subtitles | "سأجد "جيسيكا" أحضري "دوغي - وُجهتي محطة البنزين ، مفهوم - |
Esther'dan, Dougie'den Tripp'ten, afro Judy'den bahsetti ama son 20 sene içinde "Patates" adı bir kez bile geçmemişti. | Open Subtitles | دوغي تريب.جودي ذات الشعر الإفريقي لقب "الفطيرة"لم تذكره و لا حتى مرة واحدة |
Cüzdanını ya da cep telefonunu bulunca ankesörlü telefon veya biraz para bulunca ya da yol yardımı ara Dougie. | Open Subtitles | بمجرد أن تجد محفظتك أو هاتفك النقّال أو هاتفك الذي يعمل بالنقود أو بعض المال سنتصل بـ(تريبل أي) (دوغي) سيساعدونك |
- Mali işler müdürümüz o. - Doogie sık sık postalarını kontrol eder. | Open Subtitles | الى دوغي هو أمين الصندوق يجب على دوغي رؤية علبة رسائله |
- İsmi Doogie olan kardeşimizi arıyoruz. - Görmedim onu. | Open Subtitles | نحن نبحث عن شخص اسمه دوغي لم أره |
Afedersiniz. Doogie adında birini arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتذر نحن نبحث عن شخص إسمه " دوغي "ْ |
Doug, acele dışarıda konuşmamız gerek, tamam mı? | Open Subtitles | كلا دوغي انا ارغب فقط بمحادثتك في الخارج سريعاً ، حسناً ؟ |
Yani Doggie'yle oturup yüz yüze konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | اذن متى يمكننا رؤية دوغي و جها لوجه ؟ |
Calvin Broadus kimsenin umurunda değildi ta ki kendine Snoop Doggy Dogg diyene kadar. | Open Subtitles | لم يهتم احد في كالفن برودوس حتى سمى نفسه بسنوب دوغي دوغ |