Bu Dolarhyde söylediğin gibi tuhaf biriyse... belki de ondan uzak durmalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنه ينبغي عليك أن تبتعدي قليلا عن دولارهايد |
Beni dinle. Dolarhyde korkunç biriydi... ama sende bir bozukluk yok. | Open Subtitles | استمعي لي, كان هناك الكثير من الخطأ في دولارهايد |
Francis Dolarhyde, Teknik servis müdürü. | Open Subtitles | من هو السيد دي؟ - إنه فرانسيس دولارهايد - |
Bence Beverly Dollarhide ve Jason Dollarhide vaktiyle Nicholas Barclay'e ne olduğunu biliyor. | Open Subtitles | اعتقد ان "بيفرلي دولارهايد" و"جيسون دولارهايد" علموا في وقتها "ماذا حدث لـ"نيكولاس باركلي |
"Bayan Dollarhide, görünüşe göre oğlunuzun yerini biliyorsunuz. | Open Subtitles | "سيدة : "دولارهايد" يبدو انكِ تعرفي اين مكان إبنكِ" |
Will, benim, Jack. Dolarhyde hala hayatta. | Open Subtitles | ويل, أنا جاك, إن دولارهايد يا ويل |
Dolarhyde, kendisine özel yapılmış bir akrilik sete sahipti. | Open Subtitles | دولارهايد) كان لديه طقماً جديداً) (من الـ(أكريلك كان مصنوعاً على قياسه خصيصاً على يديّ صانع صيني |
Bu adamın Arnold Lang adlı biri olduğunu düşünüyoruz. Kayıpmış. Dolarhyde'a yakın bir istasyonda çalışıyormuş. | Open Subtitles | إنه مفقود، كان يعمل في محطة (للخدمة بالقرب من (دولارهايد |
Francis Dolarhyde'ın yakalanmasında işbirliği yaparsan kitaplarını, çizimlerini ve tuvaletini geri alacaksın. | Open Subtitles | لو تعاونت بصدد الإيقاع (بـ(فرانسيس دولارهايد) ستسترد كتبك ولوحاتك ومرحاضك |
Onunla tanışmak isterdim. Ben Francis Dolarhyde. | Open Subtitles | -أنا (فرانسيس دولارهايد ) |
Dolarhyde'ı öldüreceğiz. | Open Subtitles | (سنقتل (دولارهايد |
Bayan Dollarhide, "Bu benim oğlum. | Open Subtitles | "السيدة "دولارهايد" قالت :"هذا هو إبني |