"دون قصد" - Translation from Arabic to Turkish

• yanlışlıkla
• kazara
• farkında olmadan
• Ağzımdan
• istemeden
• kazayla

yanlışlıkla Sarah Stubbs'a içinde nakit 30 bin olan zarfı verdik.
نحن دون قصد سارة ستابس مغلف مع 30،000 النقدية في ذلك.

Şu benzetime bir bakın: Sehpaya yanlışlıkla çarptığınızda bacağınızda oluşan bir morluğu düşünün.
قيسوا معي ذلك على المثال التالي : فكروا في الكدمة التي قد تصيب ساق الشخص عندما يصطدم ساقه بالطاولة دون قصد.

Çünkü ben ofisine girdiğimi, kanıtları bulduğumu ve kazara kapıyı açık unuttuğumu ve kim olduğu bilinmeyen biri tarafından dayak yediğini sanıyordum.
أعتقد بأنني اقتحمت مكتبه ووجدت الادلة ثم تركت بابه مفتوحاً من دون قصد بعد ذلك اعتدى عليه شخصا ما و قام بضربه

Hatta yere bile düşürdüm. Ama bir kez bile cihaz kazara sıfırlanmadı.
وأسقطته حتى، لكن ولا مرة لم يعد الجهاز للوضع الأصلي دون قصد.

farkında olmadan adalet, güzellik, naziklik gibi değerlerin uzunluk, kütle, ağırlık gibi bilimsel niceliklere benzer olduğunu varsayıyoruz.
نحن نفترض دون قصد منا بأن القيم كالعدالة والجمال والحنان مجانسة للكميات العلمية، كالطول والكتلة والوزن.

Hayır, düşünmüyorum. Ağzımdan çıkıverdi.
لا, ليس كذلك لقد خرج ذلك من فمى دون قصد

Analiz işlemlerine başladığımızda istemeden onu tetiklemiş olmalıyız.
لا بد أننا من دون قصد , قد شرعنا في ذلك عندما كنا نُجري تحليلاتنا.

Bir gün, bazı arkadaşlarımla yürürken yanlışlıkla osurmuş bulundum.
ذات يوم وأنا مع الأصدقاء أخرجت ريحا دون قصد

Bu biraz komik ama, çünkü burada olan olay ben yanlışlıkla Sizin arabayı hacizledim.
هذا مضحك نوعا ما لأني ارسلت سيارتكما الى الحجز دون قصد

yanlışlıkla üzerinde parmak izlerim bulunan bir şey unuttum.
لقد تركت شيئاً عليه بصماتي خلفي دون قصد هل ارتديت قفازاً؟

Paige Hammer yüksek ihtimalle Andrew Jimenez'i yanlışlıkla öldürdü.
بيدج أطلقت النار على أندرو ، و اغلب الظن من دون قصد.

Sanırım müzede yanlışlıkla yanlış fişi verdim.
اعتقد انني كنت دون قصد رقاقة خطأ في المتحف.

Başlarını kesmeye çalışırken yanlışlıkla enselerini kestik.
.فأنا قد قمتُ بضرب مؤخرة أعناقهم دون قصد و نحن نحاول قطع رؤوسهم

Ve, silah kazara ateş aldığı anda...
و عندما انطلقت رصاصة من البندقية دون قصد

Onun böyle bir derse sehven ya da kazara... dahil olmasına izin vermem... onu kollayıp böyle bir işten hemen caydırırım.
ولن أقحمه في موقف كهذا من دون قصد أو بالصدفة، سألغي الصفقة وأتراجع عن كلامي فوراً

Karını kazara ilk kez orgazma ulaştırdığında ne düşünüyordun?
مالذي كنت تفكر فيه ومن دون قصد جعلت زوجتك تصب للمره الاولى؟

İnsanoğlu, medeniyetinin atıkları yüzünden dünya iklimini farkında olmadan değiştiriyor olabilir.
حتى الآن، البشر قد يمكنهم تغيير العالم دون قصد مغيرين المناخ لأجل الحضارة

Baksana Blackadder, farkında olmadan, bu iş için uygun olduğunu gayri iradi bana göstermiş oldun.
لقد أظهرت لي دون قصد أنك تصلح للوظيفة.

Evet biliyorum, farkında olmadan biliyorum demeliyim.
نعم، أعرف لقد استخدمته دون قصد

Hayır, düşünmüyorum. Ağzımdan çıkıverdi.
لا, ليس كذلك لقد خرج ذلك من فمي دون قصد

Fakat daha sonra, Wan Aydınlık ve Karanlık Ruhlarını Raava ve Vaatu'yu birbirinden ayırmış istemeden de olsa dünyayı yok oluşa sürüklemiştir.
لكن بعد ذلك, قام وان بفصل روحا النور و الظلام و دون قصد سيقود العالم نحو الإبادة

Tek umudum kazayla sesle çalışma tuşuna basmış olmak.
لا يسعني إلا أن آمل أني شغّلت زر التقاط الصوت دون قصد.