Ama bilinçsiz olarak onlara koşullu olasılık oranını verecek gayet karmaşık hesaplamaları yapıyorlar. | TED | ولكن دون وعي منهم، يقومون بتلك الحسابات المعقدة للغاية والتي ستعطيهم مقياسا من الاحتمال الشرطي. |
Üzgünüm; onları bilinçsiz olarak, tam da bu temel yetkinlik için seçtiniz. | TED | أنا آسف: لقد تمّ اختيارك دون وعي لهذه الأهلية الأساسية بالضبط. |
Zihnimizin bilinçsiz olarak hediyeyi veren kişinin bakış açısını desteklemek için kanıtlar sıraladığını fark etmiyoruz, bilinçli olarak ne kadar objektif ve profesyonel olmaya çalışırsak çalışalım. | TED | نحن لا نُدرك أن عقولنا دون وعي تُشكل دليل لدعم وجهة نظر مانح الهدية، بغض النظر عن الجهود المضنية التي نبذلها لنكون موضوعين ومهنيين. |
Biliyoruz ki yalancılar dili araçları olarak kullanarak bilinçsiz bir şekilde kendilerini özneden uzaklaştırırlar. | TED | نعرف بأن الكذابين سينأون بنفسهم دون وعي من أمورهم باستخدام اللغة كأداة لهم. |
İşte, erken duyarlılık ailenin içinde yaşadığı dünyadan edindiği deneyimleri oldukça bilinçsiz bir şekilde çocuğa aktardığı sistemle alakalı bir durumdur. | Open Subtitles | مختلف كلياً وهذه هي الحساسية المبكرة والأبوة تكاد ان تكون، تقريباً دون وعي منا، |
Annem ve babam hasta olmamın, bilinçsiz bir şekilde ikizimi hatırlattığını söylüyor. | Open Subtitles | تظن أمي أن كون أبي مريض جعلني أتذكر توأمي دون وعي |
Insanlarin bir araya gelerek yaşantımızdaki çüzümleri oluşturması-- ve bir nevi aslında bilinçsiz olarak çevremizde yaptığımız şeylerin müthiş bir potansiyeli var. -- bu, sık sık baktığımız bir konu. | TED | هذه الفكرة في الطريقة التي يحشد بها الناس الحلول في حياتنا -- والأمور التي نقوم بها نوع ما في بيئتنا التي تحدث إلى حد ما دون وعي منا ولكنها ذات تأثير ضخم -- أمر ننظر إليه كثيراً |