"ديتون" - Translation from Arabic to Turkish

• Deaton
• Dayton
• Dutton
• Denton

Başka bir doktor. Scott, Deaton'ı bulduktan hemen sonra bulundu.
- "طبيب آخر، بعد أن عثر "سكوت" على "ديتون -

Deaton bilinçaltımın bana bir şey söylemeye çalıştığını söyledi.
. ديتون , قال لي أن اللاوعي يحاول إخباري بشيئ

Deaton sizi bulmak için yaptığımız şeyin bazı şeyleri buraya çekebileceğini söyledi.
"ديتون" أخبرنا أن ما فعلناه حتى نستطيع إيجادكم.. قال بأنه سيجذب أشياءاً أخرى إلى هنا

Fazla zamana ihtiyaç duyan tek bölge Dayton değil.
ديتون ليست المنطقه الوحيده بحاجه لسنوات إضافيه

Dayton'ın anketleri, senin sınırda olduğunu söylüyor.
حسب استطلاع ديتون أنت في تعادل مميت.

Şimdi de Dutton Peabody'yi destekleyenler ellerini havaya kaldırsın.
من هم موافقون على ديتون بيبودي مندوبا عنهم , يرفع يده

Haydi diğer çantayla ağır iş yapalım. Yapamam. Hatırla Deaton sana bunu yalnız yapman gerektiğini söylemişti.
-لايمكني ، أتذكر "ديتون" قال أن تفعلها وحدك

Çünkü bu gece biri ölecek ve bunun Derek mi yoksa Deaton mı olacağı sana bağlı.
لأن أحداً ما سيموت الليلة إما "ديريك" أو "ديتون"، الأمر عائد إليك

Yani şu anda Deaton'ın bir yerlerde bileğinden asılı durumda olduğunu mu düşünüyorsun?
-إذن أتظنين أن "ديتون" فى مكان ما يتدلى من يديه؟

Yani bu altı yerden biri Deaton'ın cesedinin bulunacağı yer olabilir.
لذا فإن واحداً من تلك الأماكن الستة هو المكان الذى سيتم إيجاد "ديتون" فيه

Deaton altı yerden birinde olabilir ama hepsi de şehrin farklı bir tarafında.
"ديتون" موجود فى واحد من 6 أماكن مختلفة ولكنهم منتشرين فى أرجاء المدينة كلها

Pekâlâ, Deaton'ı bulmakla bu çocuğun ödevinin ne ilgisi var?
حسناً، ما علاقة هذا الواجب المنزلى بإيجاد "ديتون"؟

Bulunacak altı ceset daha olduğunu söylemiştin. Biri Deaton'ınkisi.
لقد قلت أن هناك 6 جثث سيتم إيجادهم و"ديتون" واحد منهم

Deaton beni tüm müşterileriyle seviştiriyor.
ديتون" يجعلنى أمارس الجنس مع جميع عملائه"

Derek ve benim Deaton hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.
"أنا و "ديريك" لم نكن نعرف شيئاً عن "ديتون

Bak, eski okulum ve arkadaşlarımdan koparılıp ta Dayton'a kadar sürüklenmeyi ben istemedim.
انظرا! لم أطلب أن أُؤخذ من مدرستي القديمة وأصدقائي لأُزج بعيدًا في (ديتون).

Marlowe, ben çavuş Green'im. Bu kişi de dedektif Dayton'dur.
(مارلو)، انا الرقيب (غرين) وهذا المخبر (ديتون)

Dayton, Marlowe hakkında soruşturma emrimiz var mı?
(ديتون)، هل لدينا تهمة معينة ضد (مارلو)؟

Cesedi örtülü. 37 yaşındaki Philip Dutton'un görev başındayken öldüğü anlaşılıyor.
يتضح أن فيلب ديتون البالغ من العمر 37 عام مات أثناء الواجب.

Eğilmeni istiyorum memur Dutton.
أريدك أن تنحنى أيها الضابط ديتون.

Dutton'un neden burada olmadığını biliyor musun?
أتعرفون لم ديتون ليس هنا؟

Bunun size karşı olan davayla hiçbir ilgisi yok Komiser Denton.
,هذه الأمور لا علاقة لها بالقضية ضدك .(أيها المحققة المفتشة (ديتون