yavrularını oraya yönlendirdiğine göre şansının değişeceğini umuyor olmalı. | Open Subtitles | بينما تقود ديسميها لهناك تأمل أن يبدأ حظها بالتحسن |
Bütün sene boyunca yavrularını güvende tutmak ve iyi bir anne olmak için çok çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاولت باجتهاد طوال العام لتكون أم صالحة ولتبقي ديسميها بأمان |
Gökyüzü hiçbir şans olmadan yavrularını kıyıdaki bildiği her noktaya götürdü. | Open Subtitles | أخذت (سكاي) ديسميها لكل بقعة تعرفها على الساحل وحظها سيء |
Bu anne ayı yavrularına iyi bakıyor. | Open Subtitles | هذه الدبة الأم تراقب ديسميها جيدًا |
Gökyüzü yavrularına meme vermek için çayırda sessiz bir köşe buldu. | Open Subtitles | سكاي) قد وجدت ركنًا هادئًا) في السهل لترضِع ديسميها |
Yavrularının onun yanı başında olduğundan emin olmak zorunda. | Open Subtitles | يجب أن تتأكد أن ديسميها دائمًا بجانبها |
Sonunda Gökyüzü sahile geri dönmeye başladığında, Yavrularının ona yeterince yakın olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | عندما قررت (سكاي) العودة للشاطئ افترضت أن كلا ديسميها بالقرب منها بالخلف |
Burası Altın Gölet, Gökyüzü'nün yavrularını getirmek istediği yer. | Open Subtitles | هذه هي البركة الذهبية حيث أرادت (سكاي) أن تأخذ ديسميها |
Gökyüzü yavrularını yakınında tutması gerek. | Open Subtitles | سكاي) يجب أن تُبقي) ديسميها بالقرب منها |
Gökyüzü çaresizce yavrularını arıyor. | Open Subtitles | سكاي) تبحث باستماتة عن ديسميها) |
Yavrularının endilelendiğini görünce, Gökyüzü korumak için onların yanına gidiyor. | Open Subtitles | برؤية ديسميها يشعران بالتوتر سكاي) ذهبت بجانبهم لتحميهما) |