Dinle, methadone çakmadan, DeBrie yemek esnasında topu topu 20 dakika ...rahat durabiliyor. | Open Subtitles | أسمعي، الفترة الوحيدة التي تستطيع (دي بري) إبقاء الأكل هي حول عشرين دقيقة قبل أن يغمى عليها بسببالميثادون.. |
Eğer DeBrie ile bir ilişki yaşadıysan onun terapisti olmana imkan yok. | Open Subtitles | (إذا كنت في علاقةٍ سابقة مع (دي بري فمن غير الممكن أن تكون معالجها النفسي |
DeBrie'ye gelirsek, onun için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | (حسنٌ، حينما يتعلق الأمر بـ (دي بري ليس عليك أن تقلق حول تعرّضها للضغوطات |
DeBrie Sue Storm'u oynadı. Sen Bay Fantastik'i oynadın. | Open Subtitles | دي بري)، قامت بلعب دور المرأة المخفية) " وأنت قمت بلعب دور السيد " رائع |
Ve DeBrie başlangıçta koreografi ile sıkıntı yaşamasına rağmen... | Open Subtitles | ومع ذلك ، فقد واجهت (دي بري) بعض الصعوبات في البداية، مع الرقص |
Ve müzik güzelleştikçe DeBrie'nin kendine güveni yerine geldi. | Open Subtitles | وكما تطورت الموسيقى .. (فكذلك قد تطورت ثقة (دي بري |
Fantastik Dörtlü'nün haklarını elde etmeden Tobias DeBrie'nin etrafında bulunamayacaktı. | Open Subtitles | توبايس) لم تكن لديه وسيلة (ليكون بجانب (دي بري بدون حقوق فانتاستك فور |
- Fox'a yaptığım bir iyilikti. Başrol oyuncularından biri olan DeBrie Sue Storm'u oynamış. | Open Subtitles | "حسناً، ذلك كان معروفاً قمت به لـ "فوكس "حسناً، إتضح أن أحد (دي بري) لعبت دور "سو تورم |
Böylece grup son provalara girerken ve DeBrie telâşlanıp midesi bulanırken gösteri, birkaç tespiti olan yeni bir destekçiye kavuşmuştu. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون* وبعد ذلك، المجموعة بدأو بـ البروفا الأخيرة على الرغم أن (دي بري) لا تزال تمتلك فراشات .. |
Ama bu kadar baskı DeBrie'ye bir kaçamak yapmayı düşündürüyordu. | Open Subtitles | (لكن كل ذلك الضغط كان يجبر (دي بري بأن تفكر بأن تنزلق |
DeBrie de ne yapacağını bilemez bir haldeydi. | Open Subtitles | و (دي بري) كانت كذلك أيضاً - حسناً، حسناً - |
Ve böylece DeBrie, hapsız bölgesi olan güvenli bir limandayken kendisini hapla dolu güvensiz bir limanda buldu. | Open Subtitles | و (دي بري) التي كانت في الميناء الأمن الخالي من المخدرات وجدت نفسها في منطقة خالية من المخدرات في ميناءٍ غير آمن |
Tobias DeBrie'yi çöplük gibi kalabalık bir yerde bırakamayacağını biliyordu. | Open Subtitles | (توبايس) علم أنه لا يستطيع ترك (دي بري) في القمامة في منطقة تجارة غير مشروعة |
DeBrie, adımını kaçırmış olabilirsin. | Open Subtitles | .. دي بري)، قد تكونينَ فوتي خطوة) |
Lütfen DeBrie, bunu yapmalısın. | Open Subtitles | أرجوكِ، (دي بري)، يجب عليكِ تقومِ بذلك |
Böylece hem DeBrie'yle birlikte olmanın yolunu bulup hem de onun iyileşmesine yardımcı olan Tobias Sudden Valley'e gitti. | Open Subtitles | ولقد كان متحمساً لإيجاده لطريقة (تسمح له بالبقاء مع (دي بري - لنقم بوضع بعضاً من الإيبوكسي - ومساعدتها على إستعادة عافيتها توبايس)، قد ذهب إلى) |
- DeBrie! | Open Subtitles | خطوة متثاقلة - (دي بري)، (دي بري) - |
DeBrie, kalktığın zaman biz de seninle birlikte yükseleceğiz. | Open Subtitles | لذا (دي بري)، حالما تنهضين سننهض معكِ |
Gösteri olmazsa DeBrie'yi kaybedecekti. | Open Subtitles | وبدون المسرحية، سيخسر دي بري) من حياته) |
Hayır, DeBrie adında bir kadını arıyorum. | Open Subtitles | (لا، أنا أبحث عن إمرأة تدعى (دي بري |