Steven, bir televizyon yapımcısı, şovumu beğendiğini söylemek için beni aradı.. | Open Subtitles | ستيفن، دَعا هذا منتجِ التلفزيونِ للإخْبار ني أحبَّ معرضَ حصول العامةَ. |
Cuma günü, Maddy'yi aradı, fikrini değiştirdiğini, tanıklık edeceğini söyledi. | Open Subtitles | يوم الجمعة، دَعا مادي، قالَ هو تَغيّرَ رأيه، هو يَشْهدُ. |
Roz aradı. Radyo müdürüyle toplantınız olduğunu hatırlatmamı istedi. | Open Subtitles | دَعا روز لتَذكيرك حول إجتِماع بمديرِ المحطةَ. |
arayıp, girebilir misin diye sordu. | Open Subtitles | دَعا وسَألَ إذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتقدّمَ. |
Görünüşe göre karısını ve ev hattını aramış. | Open Subtitles | يُشاهدُ مثل هو دَعا زوجتَه وخَطّ بيته. |
Ben daha önce Krystal'i şikayet etmek için arayan kişiyim. | Open Subtitles | هذا الرجلُ الذي دَعا في وقت سابق للإعتِراض على كريستال. |
Grip aşısı için geldi, önlem ve kontrol için kan testi yaptırdım, labaratuardan aradılar ve hamile olduğunu söylediler. | Open Subtitles | جاءتْ في سابقةِ ل طلقة إنفلونزا، رَكضتُ لجنة دمِّ ك إجراء إحتياطي، والمختبر فقط دَعا وقالَ بأنّها كَانتْ حبلى. |
Şu şey devletin kullandığı bir tür mavi boya. Adı posta boyası. | Open Subtitles | تلك المضاربةِ قضيةُ حكوميةُ الطلاء الأزرق دَعا "أزرق بريدي." |
Borç için aradı değil mi? Ödemeli miydi? | Open Subtitles | دَعا لإسْتِعْاَرة المالِ، الحقّ، يَجْمعُ؟ |
Eve geldiğimde Todd aradı ve şarap tatma olayını iptal ettiğini söyledi. | Open Subtitles | عندما وَصلتُ إلى البيت، تود دَعا وألغىَ ذَوق النبيذِ. |
Bugün bir adam seni üç kez aradı. | Open Subtitles | - يا. يا، يَستمعُ، بَعْض الرجلِ دَعا لَك ثلاث مراتِ اليوم. |
Üç gün sonra, oğlum aradı ve... onu pislenmiş ve yorgun bir halde pijamalarıyla mahallede gezerken... bulduklarını söyledi. | Open Subtitles | وبعد ذلك، 3 بَعْدَ أيام، إبني دَعا وأخبرَني بأنّهم وَجدوه تَجَوُّل في الحيِّ في أعجازِ pjmه، |
Rabat İstasyon Şefi aradı. | Open Subtitles | رئيس محطةِ في الرباط فقط دَعا. |
Biliyor musun, bugün koşuya çıktığında McGuff aradı. | Open Subtitles | عَرفتَ بأنّ McGuff دَعا اليوم بينما رَكضتَ؟ |
Seni öleceğini söylemek için aradı Ritchie. | Open Subtitles | دَعا للقَول هو كَانَ يَمُوتُ، ريتشي. |
Onu vurdum ve kaçtım, sonra Valinda aradı. | Open Subtitles | ضَربتُها ورَكضتْ، وبعد ذلك Valinda دَعا. |
Ama birkaç gün sonra arayıp öz babasının yerini bulmuş olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | لكن ثمّ بضعة أيام لاحقاً دَعا للقَول بأنّه إعتقدَ حدّدَ مكان أبّ ولادته. |
Tutuklandığı gece arayıp masum olduğuna dair yemin etti. | Open Subtitles | دَعا الليلَ هو إعتقلَ، أقسمَ هو كَانَ بريءَ. |
Burayı 107 kez aramış. | Open Subtitles | دَعا هنا أكثر من 107 مرةِ. |
Pekala, ancak gece ikinci kez arayan o muymuş? | Open Subtitles | الموافقة، لكن كَانَ هو نا ثانياً دَعا ذلك الليلِ؟ |
Fakat bu sabah gaziler bürosundan aradılar ve... | Open Subtitles | لكن ثمّ شؤون محاربين قدماء دَعا هذا الصباحِ، و... |
Adı Şarap Köşesi. | Open Subtitles | أنا سَأَستضيفُ a ميزّة جديدة على كْي أي سي إل دَعا زاوية النبيذَ ، |
Claude Minkins adlı bir hastanın otopsi raporuyla ilgili bilgi almak istiyordum. | Open Subtitles | l'm يَبْحثُ عن تقريرِ تشريحِ جثة على a مريض دَعا كلود Minkins. |